1. Şüpheli alacak nedir:
Vadesi geldiği halde tahsil edilemeyen ve tahsil edilip edilemeyeceği netlik kazanmamış senetli ve senetsiz alacaklar şüpheli alacak diye ifade edilebilir.
2. Şüpheli alacağa konu işlemler hangi kanunda ve ne şekilde düzenlenmiştir:
Şüpheli alacak ile ilgili işlemler Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesi ile düzenlenmiştir.
Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
2.1 Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2.2 Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
Şüpheli alacak sayılır.
3. İşletme açısından tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklara hangi dönem karşılık ayrılır:
Hâsılata kaydedilmek şartıyla dönem konusunda farklı görüşler olsa da mali idare şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılması gerektiğini savunmaktadır.
4. Şüpheli hale gelen alacak için hangi değer üzerinden karşılık ayrılır:
Şüpheli hale gelen alacak için değerleme gününün tasarruf değeri üzerinden karşılık ayrılabilir.
5. Şüpheli hale gelen alacak için kısmen karşılık ayrılabilir mi?
Şüpheli ticari alacaklar için tamamen veya kısmen karşılık ayrılabilir. Hangi oranda karşılık ayrılacağına mükellefler serbestçe karar verebilir.
6. Şüpheli hale gelen alacağın muhasebe kayıtlarında takibi nasıl yapılacaktır:
Şüpheli hale gelen alacak için bilanço da pasifte karşılık hesabı açılır. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Karşılık ayrılmadan zarar yazılamaz.
7. Kimlerin şüpheli alacaklar için karşılık ayırıp zarar yazma hakkı vardır:
Sadece bilanço hesabına göre defter tutan tüccar ve çiftçiler karşılık ayırabilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan tüccar ve çiftçilerin, serbest meslek erbabının şüpheli alacaklar için karşılık ayırmaları veya bunları başka şekilde gider yazmaları mümkün değildir.
8. Teminata bağlanmış alacaklar için durum nedir?
Bir kısmı teminata bağlı olan alacaklarda, karşılık teminattan arta kalan kısım için ayrılır. Menkul rehini, gayrimenkul ipoteği ve şahsi kefalet yolu ile alacak teminatlı hale gelmektedir. Şahsi kefalet ile teminat altına alınan alacakların borçlusu tarafından ödenmemesi halinde karşılık ayrılması mümkün değildir. Bu durumda kefile başvurmak gerekecektir. Alacağın kefilden de tahsil edilememesi halinde ancak karşılık ayrılabilecektir. “Karşılıksız Çeklerde Banka Sorumluluk Tutarı olan rakam için karşılık ayrılamaz.”
9. Haciz altına alınan alacakların teminatlı alacak teminatlı alacak mı kabul edilir:
Evet. Danıştay 4.’ncü Dairesi’nin 17.01.1984 tarih ve E:1983/679, K:1984/204 sayılı kararında haciz altına alınan alacakların teminatlı alacak olduğu ve bu alacaklar için karşılık ayrılmayacağına karar vermiştir.
10.Borçlu iflası veya iflasının istenmiş olması durumu karşılık ayırmaya engel midir:
Hayır. Mükellefler alacaklısı bulunduğu müşterilerinin iflası halinde, alacaklarını iflas masasına kaydettirmek şartıyla, bu alacaklarına karşılık ayırabileceklerdir.
11. Konkordato talep eden borçlulardan doğan alacaklar için karşılık ayrılabilir mi:
Konkordato, alacaklıların alacaklarının bir kısmından vazgeçtikleri, borçlunun alacaklılarının üçte ikisi tarafından verilen ve bu vazgeçmeyi kabul etmeyen alacaklıları da bağlayan bir anlaşmadır. Bazen alacağın bir kısmından vazgeçme yerine belli bir süre tanınması için de anlaşma yapılmış olabilir. Bu süre sonundan borcun tamamı ödenebilecek hale de gelebilir. Bu nedenle; konkordato alacağın vazgeçilmeyen kısmını şüpheli hale getirmediği gibi tahsilini de teminata bağlar. Unutulmaması gereken konu konkordatonun bir dava ve icra takibi olmamasıdır. Borçlu tarafından talep edilen konkordatonun anlaşmayla sonuçlanması veya sonuçlanmaması halinde dahi bu alacaklar için karşılık ayrılmaz. Söz konusu alacağın şüpheli hale gelmesi için yasal takip yollarının başlatılması şarttır.
12. Kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklar için karşılık ayrılabilir mi:
Bu konu uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. Bu konuda ağırlıklı iki görüş söz konusudur.
Birinci görüşe göre; bu alacaklar devlet güvencesindedir. Bu nedenle bu alacağın tehlikeye girdiği söylenemez. Bu sebeple karşılık ayrılamaz.
İkinci görüşe göre; icra ve iflas kanunun 82.maddesi ve Belediye Kanunu’nun 19.maddesi uyarınca devlet malları ile belediyelerin malları haczedilemez. Ancak bu durum kamu kurum ve kuruluşlarına yasal takibat yapılamayacağı anlamına gelmez. İlaveten yukarıda paylaştığımız V.U.K.323 maddesi kişilerden değil alacaklardan bahsetmiştir. Bu nedenle alacağın bu nitelikleri taşıması ilgili prosedüre tabi olmalıdır. Bu konu Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu’ nca “kamu idarelerine karşı yapılan inşaat taahhütlerinden doğan istihkaklara ait alacaklar için V.U.K.323.maddesi gereğince şüpheli alacak ayrılabilir.”şeklinde karara bağlanmıştır.
13. Ortaklardan olan alacaklar için karşılık ayrılabilir mi:
Maalesef ortaklardan olan alacaklar için karşılık ayrılamamaktadır.
14. Grup şirketlerin,holdinglerin iştiraklerinden olan alacakları için karşılık ayrılabilir mi:
Aralarındaki ilişki ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olma kaydıyla ve yasal prosedür tamamlanmak şartıyla şüpheli halen gelen alacakları için karşılık ayırabilirler. Nitekim kendisi ve iştiraki olan kurum ayrı arı tüzel kişiliktir.
15. Verilen Sipariş Avanslarının Durumu Hakkında Bilgi Verir Misiniz :
Avanslar sıradan bir alacak veya borç olarak nitelendirilemez ve ticari faaliyete konu mal ve hizmet teslim edilinceye kadar sipariş hükmündedir. Bu yüzden sözleşmenin fesih edildiği veya sözleşmenin yerine getirilmesinin imkânsız hale geldiği durumlarda borç veya alacak ilişkisi doğar. Ayrıca bir alacağa karşılık ayrılabilmesinin şartlarından biri de hasılata intikal ettirilmiş olmasının gerekliliğidir. Bu nedenle verilen avanslara karşılık ayrılamaz.
16. Yabancı para cinsinden olan alacaklar ile bunlardan doğan kur farklarına karşılık ayrılabilir mi:
V.U.K.’nda yabancı para cinsinden olan alacaklarla ilgili herhangi bir sınırlama yoktur. Bu tür alacakların şüpheli hale gelmesi durumunda değerleme günü itibarıyla oluşan kur farkları da dâhil olmak üzere karşılık ayrılabilir. Bu durum dava açılmış olmak kaydıyla yurt dışından olan alacaklar içinde geçerlidir.(İlgili belgenin dış temsilciliklere onaylatılması işleme kesinlik kazandıracaktır.)
17. Tahsil edilemeyen Katma Değer Vergisi için de karşılık ayrılabilecek midir?
7104 sayılı Kanunun 8. ve 9. Maddeleri ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 29. ve 30. Maddelerine eklenen hükümler ile ticari hayatımızda sıklıkla karşılaşılan ve uyuşmazlık konusu olan, yargı önüne taşınan neticede değersiz hale gelen veyahut şüpheli hale gelen alacaklara isabet eden Katma Değer Vergisine yönelik ne yapılması gerektiği açıklanmış ve vergi mevzuatında yaşanan bir boşluk doldurulmuştur. Bu nedenle;
Tercihini karşılık ayırmaktan yana kullananlar, katma değer vergisinden kaynaklanan alacakları için de diğer koşullar yerine getirilmişse şüpheli alacak karşılığı ayırabilirler.
Daha önce karşılık ayırdığınız bir alacağın içinde bu alacağa ilişkin KDV tutarı da var ve bu alacak değersiz alacak haline gelmişse, hem hesaplanan KDV’yi indirim konusu yapmayı hem de indirim konusu yapılacak KDV tutarını gelir kaydetmeyi unutulmaması gerekir.
18. Sonraki dönemlerde tahsili mümkün olan tutarlar hangi dönemi ilgilendirecektir:
Karşılık ayrılmak yoluyla zarar yazılan şüpheli alacaklardan sonradan tahsilat yapılması halinde tahsil edildikleri yılda kâr yazılırlar.
Faydalı olması ümidiyle…