top of page

3600 Gün ve 15 yıl Meselesi


Bu makalenin konusunu oluşturan konu herhangi bir tartışma yaratmak değil elden geldiğince hap bir bilgi vermektir.

Öncelikle belirtmekte fayda var. Anladığımız kadarıyla konuyla ilgili olarak kanun koyucunun asıl iradesi kıdem tazminatının genel gerekçesi olarak kişinin emeklilik için gerekli yaş dışındaki şartları sağlaması sonrası, yaş şartını çalışmadan bekleyecek olmasıdır.  Diğer bir ifadeyle yaş hariç emeklilik için sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını karşılayan işçinin kendi isteği ile işten ayrılması durumunda iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatına hak kazanımının korunmak istenmesidir.

Bilindiği üzere söz konusu imkân 1999 yılında 4447 sayılı Kanunla getirilmiştir. Ancak herkes için bu geçerli değil. Kişinin ilk kez sigortalı olduğu tarih eğer 8 Eylül 1999 ve öncesi ise bu durumda 15 yıl, 3600 gün koşulu geçerli. Ancak 9 Eylül 1999 ve sonrasında ilk kez sigortalı olmuş kişiler için bu şart 25 yıl sigortalılık ve 4500 gün, ya da 7000 prim günüdür.

İlk kez sigortalı olunan tarihe göre değişen emeklilik koşullarından prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresini dolduran kişiler bağlı oldukları SGK il veya ilçe müdürlüklerinden kişinin emeklilik için gerekli yaş dışındaki diğer şartları tamamlamış olduğunu gösteren  “kıdem tazminatı alabilir” yazısını işveren sunmaları gerekmektedir.

Peki, prim ve sigortalılık süresini tamamlamış bir işçinin dilediği zaman; örneğin daha iyi bir iş bulduğu durumda bu hakkını kullanabilecek gittiği yeni işyerinde bu hakkını defa kez ileri sürülebilecek midir? Tazminat aldıktan sonra yeniden çalışılması “hakkın kötüye kullanılması” olarak değerlendirilebilir mi?

Sgk’ dan yaş şartı dışındaki emeklilik şartlarını sağladığına dair yazı alarak tazminat alan kişinin tekrar çalışma hayatına dönmesinde  yasal bir engel bulunmamaktadır. Aynı şekilde tekrar çalışma hayatına dönen ve yeni işyerinde en az 1 yıl aynı işverene bağlı olarak çalışan kişinin yazıyı birden fazla kez temin etmek suretiyle işten ayrılıp kıdem tazminatı almasının önünde de yasal bir engel bulunmamaktadır.

Yargıtayın konuya ilişkin birçok kararı bulunmaktadır. En son verilen kararlardan bir örnek verecek olursak;

İlgili Kanun / Madde1475 S. İşK/14T.C.YARGITAY9. Hukuk Dairesi              Esas No. 2016/29768Karar No. 2020/14937Tarihi: 05/11/2020

İŞÇİNİN YAŞ HARİÇ EMEKLİLİK KOŞUL-LARINI TAŞIDIĞI İÇİN AYRILMADAN BİR BAŞKA İŞYERİ İLE GÖRÜŞME YAPMIŞ OLMASININ BİR BAŞKA İŞTE ÇALIŞMAYA BAŞLAMASININ KANUNA KARŞI HİLE OLARAK NİTELENDİRİLEMEYECEĞİ,İŞÇİNİN YAŞ HARİÇ EMEKLİLİK İÇİN GEREKLİ KOŞULLARI TAŞIDIĞI İÇİN İŞTEN AYRILDIĞI HER DURUMDA DİĞER KOŞUL-LARIN DA BULUNMASI HALİNDE KIDEM TAZMİNATI ÖDENECEĞİÖZETİ: 

 

1475 sayılı Kanun'un 14/5. bendi kapsamında yaş hariç emeklilik sebebiyle ayrılmalarda işçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Zira, yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. İşçinin daha sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması, ayrılmadan önce diğer işyeri ile görüşme ve hatta sözleşme yapması kanuna karşı hile olarak değerlendirilemezDAVA:

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 18/09/2008-04/09/2015 tarihleri arasında bilgi teknolojileri departmanında iş analist yöneticisi olarak çalıştığını, davacının 04/09/2015 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme süresini tamamladığına dair SGK'dan yazı alarak işveren sunarak işten ayrıldığı halde bugüne kadar kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı alacağına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı cevabının özeti:

Davalı vekili; davacının iş akdini haksız bir şekilde tek yanlı iradesi ile sona erdirdiğini, davacının Mülga 1475 sayılı Kanunu'nun yürürlükteki 14/1-5. bendine dayanarak iş sözleşmesini sonlandırmış olsa da davacının asıl amacının başka bir işyerinde çalışmak ve kanun hükümlerini dolanmak, kanuna karşı hile yapmak suretiyle hak etmediği halde kıdem tazminatı almak olduğunu, davacının talebinin Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen şekliyle hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir.

Mahkeme kararının özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre,davacının iş akdinin sona erdiği 04/09/2015 tarihinden önce farklı bir şirkete iş başvurusunda bulunduğu, söz konusu şirket tarafından davacıya iki defa ücret teklifinde bulunulduğu, davacının söz konusu firmada 14.09.2015 tarihinde işe girişinin yapıldığı, firmaya verilmek üzere işe girişte gerekli evrakları topladığı buna göre davacının yasanın tanıdığı hakkı kötüye kullandığının anlaşıldığı belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.1475 sayılı Kanun'un 14. maddesine 25.08.1999 gün ve 4447 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 5. bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkanı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanmamış olsa da, işyerinden anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.Somut olayda; davacı vekili müvekkili işçinin, 1475 sayılı Kanunu'nun yürürlükte bulunan 14/1-5. maddesine dayanarak emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini sonlandırdığını ileri sürerken; davalı işveren vekili ise, davacının asıl amacının başka bir işyerinde çalışmak olduğunu, öne sürdüğü fesih gerekçesinin kanuna karşı hile mahiyetinde olduğunu savunmuştur.Mahkemece; davacının, davalı işveren nezdinde çalışmasını sürdürürken dava dışı ‘... Teknoloji Anonim Şirketi’ unvanlı şirkete 22.05.2015 tarihinde iş başvurusunda bulunduğu, 02.06.2015 tarihinde yapılan görüşme sonrasında davacıya 14.07.2015 ve 02.09.2015 tarihlerinde iş teklifinde bulunulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen kayıtlara göre davalı işyerinden ayrılmasının akabinde 14.09.2015 tarihinde söz konusu şirket nezdinde işe girişinin yapıldığı, davacının 01.09.2015 tarihinde nüfus cüzdan örneği, yerleşim yeri ve diğer adres belgesi tanzim ettirdiği, e-devlet sistemi üzerinden 01.09.2015 tarihinde özel iş-işçi maksatlı ... Teknoloji A.Ş.’ye verilmek üzere adli sicil kaydı belgesi aldığının belirlendiği, bu tespitlere göre davacının 1475 sayılı Kanunun 14/1-5 maddesiyle sunulan haktan, emeklilik nedeniyle yaşı beklemek maksadıyla yararlanmak için değil, daha iyi şartlarda başka bir işyerinde çalışmak için iş akdini feshettiği, gerekçesi ile kıdem tazminatının reddine karar verilmiştir.1475 sayılı Kanun'un 14/5. bendi kapsamında yaş hariç emeklilik sebebiyle ayrılmalarda işçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Zira, yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. İşçinin daha sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması, ayrılmadan önce diğer işyeri ile görüşme ve hatta sözleşme yapması kanuna karşı hile olarak değerlendirilemez.Dosya içeriğine göre; davacı işçi, fesih tarihinde yaş hariç diğer emeklilik koşullarını sağlamış, bu tarih itibari ile kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Ayrıca davacının iş sözleşmesini feshettikten sonra başka bir iş yerinde çalışmaya başlaması Anayasal güvence altında olan çalışma özgürlüğü kapsamında olup, yasanın kendisine verdiği hakkı kullanan davacının kötü niyetli davrandığından söz edilmesi mümkün değildir. Kanunda tanınan bu hakkın amacı; işyerinde çalışarak yıpranan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlayan işçinin, emeklilik için yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkân tanımaktır. Davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine, yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi hatalı olup,

 

Bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page