top of page

Adem’den Doğduk Doğmasına Da...

Hani derler ya gecenin en karanlığı şafağın söktüğü andır diye. Oysaki zor olan gecenin karanlığında ışığı aramaktır belki de.

Can mıydı emanet yoksa ölüm mü? Bile bile yaşadık yine de hep istedik. “Yaptıklarımızın cezasını da ödülünü de biz kendi kendimize verdik.”

Âdem’den doğduk doğmasına da, müdür olduk, patron olduk, vali olduk, bakan olduk ama adam olup, liyakati sanki beceremedik.

Ne verilene şükredebildik ne de tasarruf edebildik. Gelecek hayali kurarken, her şeyi israf ettik. Olmayan zamanı da tükettik. Bu araba eski, bu araba yeni, bu ev küçük keşke olsa daha büyük derken, gerçek evin (o da kısmetse) iki metreye bir metre çukurdan ibaret olduğunu düşünmek, istemedik.

Elimizdeki fidanın kıymetini bilemeyip onu toprağa ekemedik. Çocuklarımızdan miras aldığımız dünyada torunlarımızı düşünemedik. Çoğu zaman rüzgâr ektik fırtına biçtik.

Geçmiş geçmişti oysa gelecek ise bu şartlarda muamma, gel gelelim anın kıymetini maalesef hiçbir zaman bilemedik.

Dostlar mı kayboldu dostluk bilmem ama tüm can(lı) ları dost olarak göremedik.

 “Bazen melekler kıskanırken masumiyetimizi, bazen kötülüğümüzü görüp de kaçacak yer ara(r) dı şeytan.” Bab-ı EsrarAhmet Ümit

Makam, mevki, hırs, şöhret derken, ne çocukluk kaldı, ne gençlik, ihtiyarlıksa belki. Çalışmayı hep para kazanmak zannettik.

Komşumuz açtı belki, biz karnımızı doyururken, tıka basa yedik yemesine de yetime öksüze vermeyip maalesef çoğu zaman israf ettik.

Işığa koşan kelebekten ders almayı beceremedik.

Acaba ile keşkeler ile doldurdu hep hayatı, tabiat bile deprem, fırtına, yangın, su baskını ve seller ile aklını başına al diye çığlık atarken, nereye kadar devam edecek bu vurdumduymazlık.

Her şeyin değersizleştiği bir dünyaya doğru evrilirken hayat, vakit varken dönmek gerekmiyor mu bu yanlışlardan.

Bugün her şeyin fiyatı artarken, gözümüzde değeri ise düşmekte.

Geçmişte dostlarla içilen kahvenin fiyatı ucuzdu ama değeri yüksekti. Sokaklarda plastik topla oynarken, top ucuzdu ama arkadaşlarla oynarken değerliydi.

Özgür doğduk, özgür yaşadık fakat kendi kendimizi benliğimize, köle ettik.

Ben dedik, biz demedik neden bilmem ama biriz diyemedik.

Tanrının verdiği aklı, başkalarına vermeyi bildik ama kullanmayı nedense düşünemedik

  

Sözün güzeli kısa olanı demişler;


Ez cümle; Ahmet Ümit ‘in sözünü (affına sığınarak) bizde şöyle diyelim; “Geçmişte melekler kıskanırken masumiyetimizi, bugün kötülüğümüzü görüp de kaçacak yer arıyor şeytan.”

 

Faydalı olması ümidiyle,

 

Not: “Bu makalelerde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi veya kişisel tavsiye niteliğinde değildir ve yatırım faaliyetinde bulunmaya davet veya teşvik değildir. Herhangi bir yatırım kararının uygunluğu konusunda bağımsız mali ve uygunsa hukuki tavsiye almalısınız.”

252 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Gölge

bottom of page