top of page

Bir İşletme Dersi: Enron Skandalı




Bu makalemde sizlere tüm dünyada denetim konusunda kanun çıkmasına ve çıkmış kanunların tekrar tekrar gözden geçirilmesini sağlayan, üniversitelerde İşletme derslerine konu olan, dünyanın en büyük yolsuzluk olayı diye nitelendirilen: Enron Skandalı’ndan bahsedeceğim.

Enron

Enron şirketi 1985 yılında A.B.D.’nin Nebraska eyaletinde Omaha’da gaz dağıtımı yapmak için iki dağıtım firmasının bir araya gelmesi ile kurulmuş bir şirketti. Bu birleşim ile ABD’ nin başlangıçta en uzun doğalgaz boru hattına sahip şirketi haline gelmiş, kısa sürede devasa boyutlara ulaşarak ABD'nin 7. büyük şirketi olmuştu.

Şirket Doğu Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya gibi pek çok pazarda, doğal gaz boru hatları, elektrik, su ve bilgi iletim tesisleri başta olmak üzere pek çok işletmeye sahip durumdaydı.

Şirketin büyüklüğünü tarif edebilmek için birkaç örnek vermek gerekirse bu skandal sonucunda ABD' de 4.500, dünyada da 85.000 kişi işini kaybettiği, ABD’ nin ekonomisine etkisi ise tahmini olarak 64 milyar dolar olduğu söyleniyor.

Skandala Giden Yolda Enron Popolülerliği:

ABD’de enerji piyasasında Amerikan Kongresi piyasayı özgürleştirelim diye dere güle yapıyor. Yani bu piyasada denetimi ve kısıtlamaları kısmen ya da tamamen esnetiyor.

90 yıllara kadar enerji üreten firmalar yasal zorunluluk olarak, bulunduğu eyalette üretim yapabilirken yapılan dere güle sonucunda tüm sınırlar kalkıyor.

 Enerji fiyatlarının da piyasada sözleşme ile alınıp satılmasına izin verilmesi ile enerji fiyatları artık bir borsada günlük olarak değişiyor. Sadece bir yerde üretim yapan Enron da bu sayede eyalet sınırlarının dışına çıkabiliyor. Yıllardır bu enerji piyasasında olan Enron ve Enron gibi firmalar enerji piyasasında trade etmeye yani al-sata başlıyor.

  • Direk orada elektrik/doğalgaz üreten firmalardan elektriği/doğalgazı satın alıp daha sonra enerji piyasasındaki sözleşmeler ile (biz buna forward ya da opsiyon diyebiliriz çünkü bunlar türev ürünler) tüketiciden parasını almadan satıyor.

  • Enron online adında tüketicilerin de al-sat yapabildiği bir platform kuruyor daha sonra bu platformu aracı kuruma dönüştürüyor.

Enron gelir tanımlama hilesi dediğimiz sistematikte hem aracı komisyonunu, hem sözleşmenin alış satış arası farkını (sadece aldığı komisyonu göstermesi gerekirken alım satım hacmi büyük gösteriyor) hem de sözleşmenin toplam tutarını (yani kontrat bedelini) kar yazarak gelirlerini olağandan çok daha fazla gösteriyor.

  • Bazı borçlarını kurmuş olduğu yan şirketlere transfer ederek gizliyor.Proje kredileri yalnızca kendi içinde değerlendirildiğinden her projeye yeni bir şirket kuruyor ve kredi alıyor. Daha sonra elindeki varlıkları bu şirketler yüksek fiyattan satarak hem kar gösteriyor hem finans sağlıyor hem de bilançosunda borç görünmüyor.(Aklınıza transfer fiyatlaması gelmesin bu şirketleri grup şirket olarak gruplayıp göstermiyor)

Kısaca yukarıda verilen örnekler gibi şirketin yasa dışı muhasebe işlemleri sayesinde karları yüksek gösteriliyor, özel amaçlı kurulmuş girişimleri kullanarak borçlar bilanço dışına çıkarılıyor ve zayıf finansal raporlamalarla şirkete parlak ve güçlü bir imaj verilerek, hisse senedi fiyatları yükseltiliyordu.

Peki,

Tüm Bunlar Olurken Denetim Firması Ne Yapıyor

O dönem dünya piyasasında beş büyükler denilen muhasebe ve denetim firmalarında biri olan Arthur Andersen firması Enron’un denetimini ve aynı zamanda danışmanlığını yapıyor. Arthur Andersen’ın, 2000 yılında Enron’dan, denetim hizmetleri için 25 milyon dolar, danışmanlık hizmetleri için ise 27 milyon dolar olmak üzere toplam 52 milyon ABD doları ücret aldığı söyleniyor. Arthur Andersen’ in finansal tablolarda usulsüz değişiklikler yaptığı ve/veya göz yumduğu, hazırladığı raporlarda şaibeli kayıtları fark etmesine rağmen, raporlara yansıtmadığı ve olumlu görüşlerde bulunduğu görüldü.

Yatırımcılar adına bu denetimi hakkıyla yerine getiremeyen ve zamanında gerekli uyarıları yapamayan Arthur Andersen ABD’nin SPK’sı olan SEC tarafından suçlu bulundu. Enron skandalının ortaya çıkması ile şirketin denetim yetkisi elinden alındı. Artık dünyada beş büyükler sözü dört büyükler olarak telaffuz ediliyor.

Skandalın Muhasebe ve Bağımsız Denetim Sistemlerine Etkisi Ne Oldu

  • Olay tüm dünyada sadece Enron ve Arthur Andersen olayından öte, muhasebe ve denetim sistemindeki eksiklerin bir sonucu olarak değerlendirildi.

  • Bu skandalla birlikte tüm dünyada denetim kanunlarını değiştirildi, Sarbanes Oxley Kanunu her ülkede esas alındı.

  • Sarbanes Oxley Kanunu ile “bir denetim firması bir işletmenin denetimini yapıyorsa bundan başkasını yapamaz” kuralı getirildi.

  • ABD kabul edilen Sarbane’s Oxley Kanunu bağlamında Avrupa Birliği üyesi ülkelerde çalışmalar yapıldı. Türkiye’de de 2011 yılında 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki yükümlülükler ile sermaye şirketlerinde bağımsız denetim zorunluluğu getirildi.

 

Faydalı olması ümidiyle…

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page