Enflasyon korkusu tüm dünyada haber bültenlerine yön veriyor. Dünyadaki merkez bankalarının neredeyse beşte dördü faiz artırdı. Arz yönünde yaşanan dar boğazlar, tedarik zincirlerinin kırılması, enerji gıda ve emtia alanında yaşanan maliyet enflasyonu, üstüne birde Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle küresel büyüme tahminlerinde art arda sert düşüşler dikkat çekiyor.
ABD ve Avrupa dâhil tüm dünya enflasyonist baskılar altında. Gelişmiş ekonomilerde dahi enflasyon, 40 yılı aşkın sürenin en yüksek seviyesine ulaştı.
İlaveten Rusya-Ukrayna savaşı da, Avrupa için hayati önem derecesindeki Rusya'dan gelen enerji arzının istikrarı konusunda korkulara yol açarken, iklim kriziyle birlikte küresel açlık krizi riskini de dünya gündemine taşıdı.
Artan enerji maliyetleri, gıda fiyatlarıyla birlikte A.B.D.de, 41 yılın zirvesini gören enflasyon yüksek seyrini korurken, Amerikalıların bütçesine de zarar vermeye devam ediyor.
Avro Bölgesi, tek para birimine geçişten bu yana en yüksek enflasyonu yaşıyor.
İngiltere'de, yüksek enerji fiyatları nedeniyle enflasyon son 30 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Almanya’da enflasyon son 41 yılın en yüksek seviyesinde.
Almanya'da Ukrayna savaşı sonucu artan enerji fiyatlarındaki artış son 1981'den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.
İtalya ve İspanya'da da enflasyon tarihi yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor
Yunanistan'da enflasyon 27 yıl sonra çift haneyi gördü.
Danimarka'da enflasyon 1984'ten bu yana en yüksek seviyede.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Türkiye dâhil gelişmekte olan ülkelerde enflasyon açısından durum, daha da vahim.
Dr. Kıyamet veya Kriz Kahini isimleriyle de anılan ünlü ekonomist Nouriel Roubini, ABD’nin küresel piyasalardaki likiditeyi doğrudan etkileyen para politikalarının agresif şekilde sıkılaşıyor olmasının iki sonuca varabileceğini söyledi: “Ya zorlu bir iniş ya da kontrolden çıkmış bir enflasyon.”
Dünya ekonomilerinde enflasyon tarihi yüksek seviyelerde yaşanırken ABD ekonomisi 2. çeyrekte de negatif büyüme kaydetti. Ülke ekonomisi yüzde 0.9 daraldı. Yine 2008 küresel finans krizini tahmin eden ünlü ekonomist Nouriel Roubini yıl sonuna dek ABD’de resesyon yaşanabileceğine dair uyarıda bulunmuştu. Üstelik 1973, 1979 ve 1981’deki Fed faiz artırımlarından en geç 6 ay sonra, ABD resesyona girmiş olması piyasaların belleğinde halen yer tutuyor. Gerçekte A.B.D teknik olarak resesyonda.
İngiltere’de de durum farklı değil. Ekonomistler İngiltere ekonomisinin resesyona gireceğini tahmin etti. Yüksek enflasyon ve agresif faiz artırımı kıskacındaki ülkede resesyon beklenti oranı yaklaşık 2 yılın en üst seviyesine çıktı. Almanya ona keza. Beklentiler, yaşanabilecek enerji kriziyle birlikte Almanya da da resesyonun kaçınılmaz olduğu yönünde.
Temmuz ayında hem dünya hem de Türkiye de açıklanan PMI verileri, dünyanın yavaş yavaş küresel bir durgunluğa ilerlediğini gösteriyor. “Yavaş ama çok derin.”
Peki, resesyon olursa ne olur;
Ekonomik büyüme nüfus artış hızının altına iner,
Kişi başına düşen milli gelir durağan ve gerileyen haline dönüşür,
İşsizlik artar,
Ekonomik faaliyetler duraklar veya geriler,
Üretim faaliyetleri düşer,
Küresel ekonomide resesyon işaretleri, ihracatının çoğunu AB ülkeleri, İngiltere ve A.B.D.’ye yapan Türkiye sanayisinde, yeni siparişlerin düşmesinden, daralmanın derinleşmesinden endişe ediliyor. Bunu İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye İmalat Satın Alma Endeksi (PMI)... verileri destekliyor. Yeni siparişler, istihdam, satın alma stokları ve fabrika çıkışları gibi bir dizi göstergenin bileşimi olarak hesaplanan endeks değeri, son beş aydır daralmayı işaret eden 50 değerinin altında seyrediyor.
Türkiye ekonomisi son olarak 2018'in ikinci yarısında resesyona girmişti.
Kısaca; küresel ekonomiler enflasyon ve resesyon arasında gidip geliyor. Enflasyonu dizginlemek için faizleri artırmak, para arzını, tüketici talebini daraltmak, ücret artışlarını baskılamak gerekiyor. Ancak bu önlemler de ekonomileri durgunluğa, hızla daralma (resesyona) içine itme riskini barındırıyor. Yani aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık. Daha kibar bir ifadeyle yumurta tavuktan çıkıyor, tavuk yumurtadan.
İşte makalemizin başlığı olan “ehven-i şer” burada devreye giriyor. Pek fazla bilinmeyen ve okunuşu açısından da farklı bir yapı sunan ehven-i şer deyimini ilk defa duyanlar için kısaca bir tanım verelim.
Ehven-i şer; Türk Dil Kurumunda kötü olanların içerisinde iyisi şeklinde ifade edilir. Yaşanabilecek olaylar karşısında en kötü durumun iyisini anlatmak için kullanılır. Diğer bir ifadeyle kötüden en az kötü olanı, yani kötünün iyisi demektir.
Konumuzla bağlayacak olursak eğer ekonomiler bu iki şerden birini tercih edip mücadeleyi sıkı tutmazlarsa korkarım ki ani duruşla, enflasyon artarken ekonomik büyümenin yavaşlaması olan stagflasyonla karşı karşıya kalacaklar…
Not: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.