Kaygı; gerçek ancak genellikle hayali tehdit ya da tehlike algısıyla; hafif veya şiddetli beden veya zihinde oluşan huzursuzluk durumudur.
Yaşadığımız yüzyılda sosyal ve ekonomik koşullar düşünüldüğünde gelecek kaygısı insanların hayatında önemli bir yere sahip olmaya başladı. Bu koşullara Kovid-19 salgını salgının da eklenmesi insanlarda özellikle de gençlerde gelecek kaygısını bir hayli besledi.
Bilinmezlik içeren gelecek hakkında düşünmek, sunabileceği olasılık ve seçeneklerin belirsiz olması endişe ve stres gibi birçok sorunları da beraberinde getirmektedir.
Özellikle insan hayatının bir nevi dönüm noktası olan bir sınav, eğitim, askerlik, evlilik gibi durumlar bu kaygının daha fazla hissedildiği zamanlardır.
Belirsizlikten dolayı gelecek kaygısı yaşayan kişiler öncelikle yaşamlarını garantiye almak konusunda tedbir almak için uğraşırlar. Hatta bazı bireyler bazı işleri başardıklarında bile, bunu yapabildim ama bundan sonra da başarabilecek miyim kaygısıyla, kendilerini psikolojik olarak yıpratarak hem kendi gelişimlerine hem de toplumsal gelişime faydadan çok zarar verebilirler.
Birey yaşadığı bu kaygı düzeyinin şiddeti doğrultusunda kendini çıkmazda hissedebilir ve umutsuzluğa düşebilir. Tedbir almaya çalışmak çözüm olmayacağı gibi stresinin aşırı artmasına da sebep olabilir.
Öncelikle bilinmelidir ki; iyi yönetilebildiğinde kaygı ve stres gibi duygular benliğimizin bir parçası olan normal tepkiler olup, kişiyi hayata bağlayan uyarıcı bir etkenlerdir.
Kaygının insanın gelişimde önemli bir yeri vardır. İnsan kendini çaresiz hissettiğinde problemleri için kendisinin bile tahmin edemeyeceği çözümler bulur. Örneğin işini geliştirir, büyütür. Hayatında kendine yeni bir alan açabilir. Ancak iyi yönetilemeyen kaygı; hayatı zindana çevirebilir. Bu durumda gerçek bir profesyonelden destek alınması şarttır. Buna rağmen;
Gelecek kaygısı pek çok insanın ortak sorunudur. Bu sorunların önemli gördüğümüz bir kısmını kısaca açıklamak gerekirse;
Gelecek Kaygısının Meslek Seçimini Etkilemesi:
Her insanın gelecek hakkında uçsuz bucaksız hayalleri olabilir. Ancak önemli olan bu hayallerin açık net ve gerçekleştirilebilir oluşu. İnsan üretebilmek, zorluklara göğüs gerebilmek ve hayatına devam edebilmek için motivasyona ihtiyaç duyar. Motivasyon başarı için ihtiyaç duyulan temel kaynaktır.
Geleceğe yönelik belirsizliklerin fazla oluşunun yarattığı gelecek kaygısı, özellikle gençlerin sevdikleri, potansiyellerine uygun yapabilecekleri meslekler yerine daha gelir getirdiğini düşündükleri mesleklere yönelmelerine sebebiyet vermektedir. Bu da çalışan ama motivasyonu düşük, mutsuz daha az üretken bir toplumun oluşmasına sebebiyet vermektedir. Yada tam tersi olarak;
İyi eğitimlerle, kişisel ve mesleki gelişim örnekleriyle bezenmiş pırıl pırıl özgeçmişleri olan gençler işsiz kalabilmektedir. Çünkü onların yerinde işsiz kalmak korkusuyla çok daha az ücretle çalışan, orta düzey eğitim gören başkaları çalışabilmektedir.
Yabancı dil bilen, tecrübe sahibi, çok yönlü pek çok yetişkinin liyakat sorunu gereği terfi alamaması, gelecek kaygısını arttıran diğer önemli bir unsurdur.
Bu konudaki tavsiyemiz; Gelecek kaygısı yaşamamak için mesleklerin geleceği veya geleceğin mesleklerinin tam anlamıyla araştırılmasıdır.
Gelecek Kaygısının, Beyin Göçü Oluşumuna Sebebiyet Vermesi:
Türkiye'de son yıllarda yurtdışına göç edenlerin sayısında da yükseliş var.
Yine TÜİK verilerine göre, 2019 yılında 330 bin 289 kişi yurtdışına göç etmesiyle, bu sayı son yıllarda yüzde 60'ın üzerinde artış göstermiş oldu.
Türkiye'nin en çok göç verdiği yaş grubu ise 25-29 yaş aralığı.
Beyin göçü bir "beka sorunu" dur.
Beyin göçünün en büyük nedeni gelecek kaygısı ve "'Benim hak ettiğim burada değil, şansımı yurt dışında deneyeceğim' düşüncesidir.”
Gelecek kaygısıyla nasıl başa çıkılır:
Öncelikle tavsiyemiz bu kaygıyı yönetemeyecek olanların profesyonel düzeyde destek almalarını söylemek olacaktır. Bunu psikolojik danışman veya uzman psikolog aracılığıyla yapabilirler.
Bir yönetim danışmanı olarak verebileceğimiz tavsiyeler ise;
Size gelecek kaygısı yaşatan nedeni bulun, bu sayede eksiklikleri bulup onların üstüne yoğunlaşabilirsiniz.
Her insan gibi sizin de gelecekten umutsuz hissettiğiniz anlar olabilir, bunun sürekli kötü günlerin sizi beklediği anlamına gelmeyeceğini bilin,
Kaygılı anlarınız yapmayı sevdiğiniz işlere odaklanın. Bunlar hobileriniz olabilir, dostlarınızla vakit geçirmek olabilir,
Diğer insanlar ile kendinizi karşılaştırmak hatasına düşmeyin;
Geleceğe dair plan yapmak, önünüzdeki belirsiz süreci daha belirgin bir hale getirmenize olanak sağlayabilir,
Hedef belirlerken objektif olun. Sabırlı olun, hedeflerinize adım adım ulaşacağınızı bilin.
Planlarınızda yolunda gitmeyen herhangi bir durum ile karşılaştığınızda destek almaktan çekinmeyin. Dostlarınız ne güne duruyor.
Başarılı olmuş insanların nasıl başardıkları konusunda fikir edinin.
Hedefleriniz konusunda size olumsuz içeren sözler sarf eden insanlardan mümkün oldukça hızlı uzaklaşın. Unutmayın “inanıyorsanız başaracaksınız”
Başkalarıyla değil! Kendinizle yarışın…
Faydalı olması ümidiyle…