Kendini tanımak, çalıştığı, görev yaptığı, yönettiği bir kurumu tanımak neyi yapıp neyi yapılamayacağını bilmeyi gerektirir. Sonuçların sorumluluğunu almak, kendi içsel ve yönetsel muhasebe ve yenilenme, bizi başarıya götüren önemli bir davranış biçimidir. Gerçekte başarısız olanlar ise başarısızlıklarının sorumluluğunu alamayanlardır.
Başarılı olan kişilerin daima belirli bir stratejileri vardır. Onların daima bir planları vardır. Üstelik tek bir planda da yapmazlar. Herhangi bir olumsuzluğa karşı her zaman bir (B) planları vardır.
Başarısız olanlar çoğu kez odağını çok çabuk kaybeden, belirli bir strateji oluşturmakta zorlanan kişilerdir. Nihayetinde tüm uğraşlar ve emekler boşa gittiği zaman pişmanlık, kaçınılmazdır. Sonrasında zamanları o büyük “Neden?” sorusuna cevap verebilmekle geçer.
Belirli bir plana sadık kalmamak, her hatada sürekli başa dönmek ilerlemeyi durdurur. Başarısızlık karşısında bazen beklenmeyen hamleler yapabilmek, risk alabilmek devamında başarıyı getirir. Ancak bunu yapabilmek sadece kendini değil rakibi de iyi tanımayı gerektirir.
Aksi durumda oturduğu yerden seyrederek bir şeylerin yolunda gitmesini beklenmesi kadar saçma bir durum yoktur.
İstikrarlı davranamayan, fikirlerini sunamayan, başkalarından medet uman, kendi kendini sabote eden kişilerin başarılı olmaları çok zordur.
Eğer bir planınız var ama siz bile kendi planınızı anlamakta zorlanıyorsanız bir şeyler yanlış gidiyor olabilir. Oturup planınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir.
Başarılı olmak için planları gece karanlığında değil, gece gibi karanlık yani rakipleriniz görmeden, bilmeden yapmak gerekir.
Geçmişte başarısız olmuş bir planı tekrar tekrar yapmak size başarı değil başarısızlık getirecektir.
Başarının yolunu açan stratejilerdir. Stratejisi olmayanların başarısızlığı kaçınılmazdır.
Odağınızı tamamen başarınız üzerine, varsa rakipleriniz üzerinde veya başarınıza engel olarak gördüğünüz şeylere yoğunlaştırırsanız başarmak kolaylaşacaktır.
Yeteneklerini sonuna kadar kullandığınızdan emin olun. Unutmayın gerçek yetenek zora düştüğünüzde ortaya çıkacaktır.
Çok konuşmamak, gizliliğinizi güven altına almak stratejinizi başarıya götürecektir. Bırakın herkes taktiklerinizi başardığınızda görsün.
Başarı, her zaman çok mücadele etmekle değil, bazen kurnazlık ve gizlilik ile de kazanılabilir.
Neyi başarıp neyi başaramayacağınızı bilmeden mücadele etmek, aslında kazanabileceğiniz her başarının, başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabilir. O yüzden rakipleriniz tanıdığınız kadar kendinizi de iyi tanımalısınız.
Başarı; hatalardan ders almaya, kıyas yapmaya, içsel ve yönetsel olarak ölçme ve değerlendirme yapmaya muhtaçtır.
Başarısızlığı yönetmekte liderlik gerektirir. Krizi yönetiminde acil verilmesi gereken kararlarda geçmişte yaşanılan tecrübelerden yararlanmak ustalık ister.
Bazen liderlik kişinin planlarını sadece kendisinin bilmesini gerektirebilir. Aksi durumlarda ani ve süratli bir şekilde alınması gereken kararların, çekirdek bir kadro ile alınması başarı için önem arz edebilir.
Başarınızı besleyecek olan gıdanız, engeller karşısındaki motivasyon yüksekliğiniz, yeterli öz güveniniz ve rakiplerinizin zayıf yönleri olacaktır.
Başarısızlıktan korkmak, paniğe yol açabildiği gibi, gereğinden fazla özgüven de başarısızlık getirebilir.
Son olarak;
Unutmamak gerekir! “Asıl zafer kaynağı bölgeyi iyi bilen yerli ve milli rehberler sayesinde kazanılır.”
Bu yüzden;
Geçmiş başarılarınızda yanınızda olan dostlarınızı kendinize yakın tutun, taraf bile değiştirmiş olsalar (eski düşman), yeni dostlarınıza dikkat edin. Ne demiş atalarımız;
“Eski dost düşman olmaz”
Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.