Bilinçli farkındalık(MINDFULNESS)
Farkındayım Farkındasın Farkında
Neden tüm bu kavramlara ihtiyaç duyuyoruz?
Hepimiz kişisel tarihimizde, insan olmanın doğası gereği çeşitli zorluklarla mücadele halindeyiz. Kayıplar, sağlık sorunları, hüsranla biten ikili ilişkiler, hayal kırıklıkları, başarısızlıklar gibi olumsuzluklardan her birimiz öyle ya da böyle nasibimizi alıyoruz. Günümüzde kişisel problemlerimizin yanı sıra şiddetli bir dış dünya baskısını omuzlarımızda taşıyoruz. Dünya bu kadar küreselleşmişken, doğaldır ki bizlerin yaşamı sadece bizlerin tarihinden ibaret kalmıyor.
Kanımca bu dönemin ruhsal baskısı herkesi takip edebilme özgürlüğümüz tarafından körükleniyor. Yaşam birçok açıdan hızlı, zor ve mücadele gerektiriyor. Tüm bunları göz önüne alırsak rafine bir ruh hali yaratma işi kişisel çabalarımızla bize düşüyor. Bizlerin en büyük gücü müdahale yetkimizin sınırlı olduğu dış dünyaya inat, o dış dünyaya yaklaşım biçimimizi yönetme gücümüzün altında yatıyor.
Nasıl daha farkında yaşarız?
Hayatın akıntısında yaşayıp giderken, tam da akıntıda gittiğimi fark etmemi sağlayan kıvılcım mindfulness terimiyle oldu. Bu kavramın yakın çevremde de gözlemlediğim kadarıyla hem çok popüler, hem de hala net olarak anlaşılmadığını görüyorum. Sadece bir kavram, bir yaklaşım, bir felsefe ile hayatın değiştiğine inanlardan değilim. Bence bizleri hazırlayan hayatta küçük damlalarımız oluyor. Dışarıdan bakıldığında pek bir şey ifade etmese de, bazen kendimiz bile nedenini bilmesek de hayattaki seçimlerimiz damla damla bizi büyük dalgaya hazırlıyor. Ve sonra son bir hamle ile o büyük dalga alıyor ve bizi büyük bir güç ile başka bir yöne götürüyor.
Bazen yaşamı bir illüstratör gibi hayal etmeye kalktığımda; birinin çıkıp “Bakın elimde ne var? Harika bir şey bu!” diye bağırdığını ve dünya üzerindeki tüm insanların onun peşinden koştuğunu hayal ediyorum. Soluksuzca, tüm enerjisiyle, ellerindekini bırakıp o insanın peşinden koşan insanlar.
Farkındalık (Mindfulness), Stres Yönetiminde Farkındalık Teknikleri nedir?
* Farkındalık, Stres Yönetiminde Farkındalık Teknikleri, insanın meraklı, anlamaya açık bir yaklaşımla, dikkati yaşadıklarına getirme sürecidir. Beş duyuyla algılananlara, düşünce ve duygulara dikkat vermeyi sürdürmek, anda yaşananları, yargılamadan fark etmektir. Sosyal ve duygusal beceriyi geliştiren bir zihin eğitimi, belirli bir dikkat yönlendirme yoludur.
* Sıradan bir günde, yaptıklarımızın bilinçli farkındalığı oldukça azdır. Düşüncelerimizin, bedenlerimizin veya çevremizde olup bitenin çok da farkında olmayız. Çoğunlukla, yaşamımız alışkanlıklarla yönetilir. Uyanır, giyinir, kahvaltı eder, ev işlerini yapar, işe gider, çalışırız… vb. Günlük işleri yaparken zihin, başka şeyler düşünmekte özgür kalır ve oradan oraya atlar. Kahvaltıyı hazırlarken, duş alırken düşünceler başka yerlerdedir. Az bir farkındalıkla işler nasılsa yürümektedir.
Aklın bu şekilde özgür kalması, genellikle yararlı olarak kullanılmaz ve dikkati yararlı bir şekilde yönlendirmez. O sırada akıl eleştirir, değerlendirir, yargılarda bulunur. Genelde olumsuz anılara, tehdit eden olasılıklara gider. Çünkü genetik olarak yaşamı koruyup, sürdürmeye programlanmış olan beynimizin dikkati olası tehditlere doğru genişler.
Yaşadığımızı anladığımız anlar şimdi’dedir. Evde, işte ve okulda tüm yaşadıklarımızı belirli bir süzgeçten geçiririz: Dikkat. Bu nedenle dikkati iyi kullanabilmek, beden sağlığımızı ve mutluluğumuzu doğrudan etkiler. Farkındalık, beden kaslarını eğitir gibi, zihin kaslarını eğitir.
“Dağınık dikkati, tekrar tekrar ve isteyerek toplamak, karakter, irade ve değerlendirmenin temelidir. Bu beceriyi geliştiren bir eğitim, mükemmel bir eğitim olur.” William James, 1890, Psikolojinin İlkeleri
Zamanla yıpratıcı düşünme alışkanlıklarının, ani öfke patlamalarının ve yargılamaların çemberini kırar. Yaşamın her alanında, daha sakin, daha anlayışlı ve akılcı olmayı sağlar.
* Farkındalık, yetişkinlerde sağlığı ve iç huzuru geliştirir. Kaygı ve stresi azaltan, düşünceleri berraklaştıran, her yaşta insanın öğrenme sürecini iyileştiren etkileri belirlenmiştir.
Neyi neden istediğimizi bilmek ya da bunun gerçekten kendi isteğimiz mi, yoksa çevremizin bizden bir beklentisi mi olduğunu anlamak gittikçe zorlaşıyor. Kalabalığın sesi içinde kendi sesimiz gün geçtikçe cılızlaşıyor.
İşte tam da bu noktada durabilmek, durup biraz kendimizi dinlemek ve yavaşlamak gerekiyor.Her şey sürekli değişirken; giysiler, mekanlar, telefon modelleri, eğitim programları, kitaplar, filmler, uygulamalar, etkinlikler ve içerikler hızla eskirken; ancak değişimler yakalanırsa insanın başarılı ve mutlu olacağını sananların sayıları artarken ve bir romanı bir çocuğa ikinci kez okutamazken hepimizin durup hız ile olan ilişkisine bir dönüp bakması gerekiyor.
Bilinçli farkındalık (mindfulness) hızla akan hayata, okunacak onca kitaba, gidilecek onca yere ve yapılacak onca işe rağmen bütün bunları yaparken bile “yavaş hareket edebilme” seçimidir. Farkındalık ve hızın etkileşme çelişkisi içinde bile “uyanık” ve “kendinle baş başa kalabilme” halidir. Hızla akan ve buharlaşıp şekil değiştiren onca şeyin girdabında akıntıya kapılmadan, akışın arasındaki “özgürlüğü” ve “gerçekliği” arama bilincidir. Her şeyden önemlisi, çocuklara da bulaştırdığımız huzursuzluk hissini fark edebilme ve onları bu yükten özgürleştirme isteğidir. Kısacası, öğrettiklerimizin akılları doldurmasına değil de, zihni boşaltması gerektiğine odaklanma motivasyonudur.
Türkçeye “Mindfulness” olarak tercüme edilen “bilinçli farkındalık” kavramı nedir? Hayata nasıl geçirilir?Bilinçli farkındalık nedir? Mindfulness kavramını hayata geçirmek
Farkındalıklı olmak veya olmamak
İşte bütün mesele bu diyerek klasik şekilde akmayacak bu yazı. Son dönemlerin, en popüler niteliklerinden biri kabul edilen “farkındalıklı olmak” ya da “farkındalığı yüksek” kavramlarını duymuşsunuzdur demiyorum, günde en az üç beş kere kullanıyor ya da işitiyorsunuzdur.
Farkındalıklı olmak da değil tam olarak artık. Bilinçli farkındalığa sahip olmak diye bir nitelik oluştu son dönemlerde. Daha modern adıyla “Mindfulness” Türkçeye, bilinçli farkındalık olarak çevriliyor. Kavramsal olarak bu konuda “bilinçsiz farkındalık olur mu?” diye düşünmeden edemiyorum. O yüzden dikkatli farkındalık, dikkatli dikkat diye çevrilmesini daha uygun buluyorum.
Çok basit bir tanımla, şimdiki an’a maksatlı bir şekilde kabullenici ve yargılayıcı olmayan bir tavırla dikkat etmek, şu an’da olmak, şu an’ın farkına varmak diyebiliriz. Derin bir farkındalık hali olarak da tanımlayabiliriz.
Bilinçli farkındalığın, kavramsal değilde, deneyimsel olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır.Aşağı yukarı hepimiz yaşamda ne yapmamız gerektiğini biliyoruz fakat uygulamaya gelince çuvalladığımızısöyleyebiliriz.
İşte tam da değinmek istediğim yer burası. Derin farkındalık ya da bilinçli farkındalık denilen şey, bu anlamda bize kavramsal olarak ne yapmamız gerektiğini öğretmenin yanı sıra bunları hayata geçirmeyi sağlayacak bir dizi beceriyi kazandırıyor. İçinde bulunulan an’a dikkati yoğunlaştırmayı temel alan, özellikle Budizm gibi doğu meditasyon öğretilerinden kaynağını alan bir terapi ekolüdür. Aslında düşünüyorum da Star Wars filminde Jedi’ların en önem verdiği yeteneklerden birisidir.
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)
Geçen hafta çok sevdiğim bir arkadaşım tek başına dünyanın çok uzak bir köşesine 1 hafta tatile çıkacağını, telefonunu kapatıp kendisiyle bütün gün baş başa kalacağını söylediğinde onu cesaretinden dolayı tebrik ettim. Zira kendisiyle baş başa kalabilmek, içine bakabilmek, yüzleşebilmek çağımız insanı için gerçekten cesaret isteyen bir durum...
Günümüze baktığımızda bizler, yalnız kaldığımızda ya geçmiş ile hesaplaşmakta ya da gelecek ile ilgili duyduğumuz derin kaygılardan dolayı acı çekmekteyiz. Bildiğiniz üzere insanoğlu “Hedonizm İlkesi” ne göre acıdan kaçma ve hazza koşma eğiliminde olduğu için, duyduğu derin acıyı bastırmak ya da görmezden gelmek adına giderek bağımlılıkları ( alkol, uyuşturucu ve madde, kumar, İnternet vb.) olan bir varlığa dönüşmektedir. Bu durum maalesef zaman içerisinde mutsuzluk, depresyon, kaygı bozuklukları, stres, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) gibi “Çağımızın soğuk algınlığı” olarak belirtilen hastalıklarını yaratmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönem ya da diğer adıyla ahir zaman, kollektif bilince sahip olan insanı giderek zorlaşan hayat koşullarında çaresiz hissettirmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre 2020 yılına kadar depresyon en büyük ikinci evrensel hastalık olarak yer alacaktır. Peki bu durumla başa çıkmak için ne yapmak gerekir? Bu konuda bir çok yöntemden bahsedebiliriz ama sanırım önce acı çektiğimizin ve bu duyguyu görmezden geldiğimizin farkında olmak ve “Ameller niyetlere göredir.” sözüne mukabil niyet ederek başlamak gerekiyor. İşte mindfulness (Bilinçli Farkındalık) dediğimiz kavram tam da burada devreye giriyor...
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) nedir?
Bir doğu felsefesi olan “Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)” Batı’daki psikoterapi alanlarında bir yöntem olarak, ilk kez John Kabat-Zinn (1982) tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Çoğu dinsel, felsefik ve spiritüel öğretilerde AN’ ı yaşayın, AN’ da kalın gibi yaklaşımların arkasında bilimin gelişmesiyle kanıta dayalı bir gerçeğin olması, mindfulness (Bilinçli farkındalık)’ın şu an dünyada bir çok klinikte bir terapi yöntemi olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Obezite, depresyon, kronik ağrı, panik atak, post travmatik stres bozukluğu ve anksiyete tedavisinde çok etkili bir müdahale yöntemi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Mindfulness son zamanlarda sıklıkla bilişsel ve davranışsal tedavilere ek olarak klinik psikolojide kullanılmaktadır. Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, yaşları 17 ile 61 arasında değişen 20 erkek ve 49 kadın katılımcıdan oluşan, mindfulness (Bilinçli farkındalık) temelli bilişsel terapi programında depresyon seviyesinin anlamlı oranda azaldığı görülmüştür. Bu çalışmada, hastanede yatarak tedavi gören ve majör depresyon tanısı almış hastaların da depresif semptomlarında %20’lik bir düşüş gözlemlenmiştir (Kenny ve Williams, 2007).
Bilinçli farkındalık dediğimiz şey aslında AN’da kalmak, şu AN ‘da olmaktır...Dikkatli bir şekilde kendinde ve etrafında gerçekleşenleri oldukları gibi gözlemlemek ve fark etmektir... Fakat sadece fark etmek değil aynı zamanda şu AN’ı yaşarken yaşadığımız duyguları olduğu gibi kabul etmek, o an hissettiğiniz duyguyu tanımlayabilmektir. “Şu an ne hissediyorum? Neden böyle hissediyor olabilirim? Bu duygu bana ne söylemek istiyor?” diye yargılamadan, nazikçe düşüncenin kaynağına inip o duyguyla yüzleşebilmektir. Duygunuzun farkında olduğunuzda mesela acı hissediyorsanız bu durum sizin canınızı daha fazla acıtabilir ve hemen oradan uzaklaşmak isteyebilirsiniz. Ama mindfulness (Bilinçli farkındalık) size o duygunuzu olduğu gibi yargılamadan kabul etmenizi ve şefkatle yaklaşıp neden böyle hissettiğinizi anlamanıza yardımcı olacak bir bilişsel yöntemdir. Her duygunun bir işlevi olduğunun farkında olmanızı sağlar. Olumlu duygular kadar olumsuz duyguların da size vermek istediği bir mesaj vardır. Diyelim ki bacağınızda bir kırık var... Eğer acı duygusu olmasaydı, bacağınızın kırıldığını fark edemez ve bacağınızı kaybetme noktasına gelebilirdiniz. Acı duygusu size çözülmesi gereken bir durumu işaret etmektedir. Ruhsal acılarımızın da aynı mekanizma ile çalıştığını söyleyebiliriz. Metaforlaştıracak olursak acı duygusu yangın alarmı gibidir. Yangın alarmının sesi bizi rahatsız eder düşüncesiyle, alarmı devre dışı bırakmak ile canım acıyor diyerek acıyı görmezden gelmek ya da bastırmak arasında bir fark yoktur maalesef... Yaşamda acının, sıkıntının da olduğunu kabul ederek acıdan kurtulmak yerine acıyla nasıl baş edebileceğimizi ve acı veren durumu ancak yüzleşerek çözebileceğimizi öğrenmemiz gerekiyor. Kaygı, endişe, üzüntü, öfke, mutluluk, korku, utanç gibi diğer tüm duygularımızı da fark ederek yaşamamızı sağlayan mindfulness (Bilinçli farkındalık) bu noktada bize duygu düzenleme ve yönetiminde ışık tutan bir yaklaşım sunmaktadır.
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) neden bu kadar önemli?
İnsan zihninin diğer canlılardan farkı, bulunduğu durum ve yerden bağımsız olabilmesidir. Bu durum yani geçmişe gidip tecrübe ve deneyimlerinden ders çıkarabilmesi, olayları analiz etme gücü, hayatta kalmasını kolaylaştırdığı gibi zihnin istediği zaman geleceğe gidip plan ve program yapabilmesi de evrimsel süreçte işlevselliğini sağlamıştır. Bu duruma “Zihin Uçuşması” denir. Bu durum bilişsel bir başarı, üstünlük gibi görünse de yapılan son bilimsel çalışmalar bu durumun çok büyük bir duygusal maliyetinin olduğunu ortaya koymaktadır. O da maalesef “Mutsuzluktur”.
İnsan zihninin AN’da olmadığı zaman mutsuz olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. Zihin uçuşması konusundaki orijinal araştırmalardan biri, Harvard Üniversitesi'nden psikolog Matthew A. Killingsworth ve Daniel T. Gilbert tarafından yapılmış ve Science dergisinde yayınlanmıştır. Killingsworth ve Gilbert, 2250 gönüllü üzerinde yaptıkları “A WandaringMind is An UnhappyMind ( Uçuşan zihin mutsuz bir zihindir) ” isimli araştırmada insanların uyanık saatlerinin yüzde 46,9 'unu yaptıkları işin dışında düşünmeye harcadıklarını ve bu zihin uçuşmasının onları genellikle mutsuz ettiğini bilimsel çalışmalarla göstermişlerdir. Çalışmanın sonucuna göre insanın yaptığı iş sıradan bir şey bile olsa AN’ da olan insanın, zihni AN’ da olmayan ve olumlu bir fantezi kuran kişiden bile daha iyi hissedebildiğini, daha mutlu olduğunu göstermektedir.
Zihin uçuşmasından kurtulmak mümkün müdür?
Zihin uçuşmasını bizler otomatik olarak yapmaktayız. Bu otomatik pilottan kurtulmak mindfulness (Bilinçli farkındalık) ile mümkün olabilmektedir. Yapılacak şey zihin her uçuştuğunda yani geçmişe ve geleceğe gittiğinde, dikkatimiz her kaydığında bilinçli farkındalıkla onu AN’ a, şimdiki zamana getirmektir. Doğu felsefeleri bu özelliğinden dolayı zihnimizi maymuna benzetmektedir. Siz şimdiki zamana getirdikçe o yine gitmek isteyecektir. Amacımız o gittikçe nazikçe, şefkatle ve yargılamadan onu tekrar AN’a getirmek olmalıdır. Mindfulness (Bilinçli farkındalık) deneyimsel bir yöntemdir ve ancak uygulamayla gelişir. Tıpkı fiziksel egzersizlerle kaslarımızın gelişmesi gibi, zihnimizde ancak egzersizle bu yeteneği kazanabilir. Bu konuda yapılan çalışmalar düzenli olarak yapılan mindfulness (Bilinçli farkındalık) egzersizlerinin beynin yapısı ve fonksiyonlarını olumlu yönde değiştirdiğini göstermektedir. Literatüre “Nöroplastisite” olarak geçen bu kavram tam olarak beynin kendini iyileştirme aynı zamanda yeniden yapılandırma becerisidir ve ileride ruhsal hastalıkların tedavisinde çığır açacakmış gibi görünmektedir. Yapılan egzersizler ile zaman içerisinde beynin dikkat, hafıza, konsantrasyon , karar verme ile ilgili kısımlarında değişiklikler meydan geldiği görülmüştür.
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) egzersizleri nelerdir?
Mindfulness kavramsal değil deneyimsel bir yöntemdir. Ve ancak yapılan egzersizlerle geliştirilip yaşanır. Egzersizlerde temel araç duyularımızdır. Çünkü bizler şimdiki zamanla ancak duyularımızla temas edebiliriz. Görerek, işiterek, koklayarak, tadarak, dokunarak şu AN’ ı algılayabiliriz.
Sonuç
Hatırladıkça ruhuma iyi gelen ve beni şimdiki zamana getiren çoğumuzun bildiği bir hikaye ile yazımı bitirmek istiyorum.
Meksika’da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızla tempoyla biraz daha yol aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar. Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar. Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola sonunda tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına geliyorlar. Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor, hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere bekledik? Yaşlı rehber çok anlamlı bir cevap veriyor: “Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik...”
Bilinçli Farkındalık Nedir, Yararları Nelerdir?/ Psikolojik Danışman Sara AKÇA
Peki nedir bu bilinçli farkındalık? Nasıl ortaya çıktı? Hangi alanlarda kullanılıyor?
1970’lerde bir grup genç Hindistan, Burma ve Tayland’a gitti ve oldukça usta Budist meditasyon ustalarıyla eğitildi ve sırayla bu meditasyonda kendilerini iyi hissettiler. Sonunda vizeleri bitti ve ABD ve Avrupa’ya döndüler, vekil ya da fikir meditasyonu olarak nitelendirilen Batılı dostu Budist araç ve tekniğin alt sınıfını öğretmeye ve paylaşmayabaşladılar. Ve öğrendiklerişey, Budist geleneklerin muazzam derecede zenginlik içinde bulunan araç ve tekniklerinin sadece bir alt kümesiydi.
Sonra, 80’li yılların başında, basit bir soru soruldu:
İnsan zihninin mezhepten bağımsızolduğudüşünüldüğünde, bu güçlü ve dönüştürücü zihinsel uygulamaların öğretisini bir tek Budistlerle mi sınırlamalıyız?
Soruyu soran o kişi, bir meditasyonöğrencisi olmanın yanı sıra zihinsel sağlık alanında klinik bir araştırmacı olan JonKabat-Zinn’di. Daha sonra akıl sağlığı ve kronik tedavisinde klinik bir ortamda iç görü meditasyonunun çevirisinde öncülük yapmaya başladı.
Farkındalık (Mindfulness) eğitimlerinde dünya çapında bir otorite olarak kabul edilen Prof.Dr. JonKabat-Zinn (University of Massachusets): “Özel bir şekilde dikkat etmek: şimdi ki zamana istemli, kasıtlı ve yargısız bir şekilde” diye tanımlamaktadır.
Bilinçli farkındalık (mindfulness), Budist psikolojinin temel prensibine görebilinç iki birleştirilmiş durumdan oluşur: farkındalık ve farkındalık uyandıran nesneler (Nydahl, 2008). Farkındalık duygularla algılanan deneyimlerde artış sağlaması ile bilinir. Doğası Budist literatüründe derinlemesine keşfedilmiş olmasına rağmen, bir önemli nokta vardır ki o da farkındalık kavramsal olarak anlaşılamaz, doğrudanyaşanması gereklidir(Chambers, Gullone ve Allen, 2009).
BİLİNÇLİ FARKINDALIK (MİNDFULNESS) NEDİR?
Bilinçli farkındalık genellikle ‘’bir kişinin dikkatini şu anda meydana gelmekte olanlara yargılamadan ve kabullenici bir şekildeodaklaması’’olarak tanımlanır (Kabat-Zinn, 1994; Brown ve Ryan, 2003; Linehan, 1993a).
Kavramsal değildir (nonconceptual): Bilinçli farkındalık, düşünce süreçlerinden geçmeden meydana gelen farkındalık halidir.
Şimdi odaklıdır (present- centered): Bilinçli farkındalık, her zaman şimdi ki andadır.
Yaşadıklarımız hakkındaki düşüncelerimizşu anın bir adım sonrasıdır.
Yargılayıcı değildir (nonjudgemental): Eğeryaşadıklarımızın bundan farklı olmasını istiyorsak, farkındalık serbest bir şekildeoluşmaz.
Maksatlıdır (intentional): Bilinçli farkındalık, her zaman belirli bir yere yönlendirilmiş dikkati gerektirir. Dikkatini şimdi ki ana tekrar yönlendirme, bilinçli farkındalığa zaman içinde süreklilik kazandırır.
Katılımcı gözlemini gerektirir (participantobservation): Bilinçli farkındalık, olayların dışında ilgisiz bir gözlemcilik değildir, zihin ve bedeni daha yakından hissetmektir.
Sözel değildir (nonverbal): Bilinçli farkındalık deneyimi, sözün esareti altında değildir; çünkü farkındalık, kelimeler zihinde ortaya çıkmadan önce oluşur.
Keşfe dayalıdır (exploratory): Bilinçli farkındalık, her zaman algının daha ince düzeylerini araştırır.
Özgürleştiricidir (liberating): Bilinçli farkındalık, her anı koşullanılmış kederlenmeden kurtulmayı sağlar.
MİNDFULNESS
BİLİNÇLİ FARKINDALIK ÇALIŞMASI YAPAN KİŞİLERDE:
Fiziksel gerginlik ve psikolojik stres belirtilerinde, uzun dönemli bir azalma, iyilik halinde olumlu değişimlerkeşfetme, tükenmişlik ve depresyon halinde çok daha az sıkışıp kalma ve bırakmak isteyip de bir türlü hayatından çıkaramadığıalışkanlık, bağımlılık ve davranışlara yeni bir kapı açar.
Kullanım alanları; Bireysel terapiler, grup terapileri, atölye ve eğitimler, koçluk sistemleri, profesyoneller ve iş dünyasında koçluk, eğitim ve atölyeler, kamp ve inzivalardır.
Bilinçli Farkındalık Sayesinde;
Şimdi ve burada olmak
Kötü düşünce ve duyguları güvenli bir şekilde deneyimlemek ve karşılamak
Nelerden kaçtığınızın farkına varmak
Dünya ile daha çok temasa geçmek
Yargılarımızı azaltabilmek
Kendimizin farkına varmak –benlik bilinci oluşturmak
Kötü yaşam deneyimleri karşısında daha az rahatsız olmak ve daha az tepkisel olmak
Siz ve düşünceleriniz arasındaki farkı görebilmek
Düşüncelerleyaşamak yerine salt dünyayla ilişki içine girebilmek
Daha çok dengeye, daha az duygusal değişkenliğe sahip olmak
Daha fazla huzur ve dinginlik içinde yaşamak
Kendini kabul etmeyi öğrenmek“Keşkeler” ve “acabalar” ile uğraşmak yerine, olaylara spontane tepki verme yeteneğinioluşturmak.
Farkındalık (Mindfulness), size, her an, yaptığınızşeye, kendinizi tam bir şekilde verebilme olanağını tanıyan, bilinç, odaklanma ve açıklığınolduğu bir zihin durumudur.
Farkındalık yoluyla, zorlayıcı düşünce ve duygular, üzerinizde daha az etkin bir rol oynamaya başlar. Dolayısıyla, bu hal ilerlemiş psikiyatrik hastalıklardan, günlük duygusal dalgalanmalara, iş ya da kişiselgelişimle ilgili konulara veya bedensel şikayetlere kadar pek çok konuya etki edebilmektedir.
Yazar: Psikolojik Danışman SARA AKÇA