Ne demiş atalarımız; “ölüm hak miras helal”.Ölüm her canlı için er veya geç kaçınılmaz bir sonuçtur. Ölen insan olduğunda mirasın gündeme gelmesi ve mirasa ilişkin kanun hükümlerinin uygulamaya konulacak olmasından ötürü ölüm, hukuki bir olay vasfını kazanır.
Ölümle birlikte ölen kişinin mal varlığı gündeme geldiği gibi alacak ve borçları da gündeme gelmektedir.
Konu hukuk tekniği açısından önem taşıdığından böyle bir duruma maruz kalan kişinin öncelikle yapması gerekenin bir miras avukatı ile irtibata geçerek prosedürü işletmesi gerektiğini belirtmek isterim. Konu sosyal güvenlik açısından dul ve yetim maaşı, emekli maaşı, ölüm aylığı, destekten yoksun kalma tazminatı gibi konularda izaha muhtaç olduğundan makalemiz bir nevi hap bilgi içerecektir. Faydalı olmasını ümit ederim…
Reddi miras diğer bir ifadeyle mirasın reddi konusuna girmeden önce bir takım hukuki terimlerin tanımlarının yapılması anlaşılabilirlik açısından faydalı olacaktır.
Örnek vermek gerekirse;
Tereke; kişilerin öldükten sonra geride bıraktığı maddi mal varlıkları ile borçların bütünüdür. Diğer bir deyişle ölen kişinin mirasıdır yani ölen bir kimseden kalan her şeydir.
Atanmış mirasçılık; miras bırakanın kendi özgür iradesiyle mirasının bir kısmını veya tamamını belirli bir kişiye bırakmasıyla ortaya çıkar. Atanmış mirasçı da aynen yasal mirasçı gibi mirasçı sıfatını haizdir.
Musaleh; miras bırakanın belli bir mal veya hakkı vasiyetname ile bıraktığı kimsedir. Örneğin, bir kimse miras bıraktığı mülkler arasında bir veya birkaç tanesini özellikle birine bırakabilir.
Reddi Miras-Mirasın Reddi Nedir:
Reddi miras ile mirasın reddi aynı anlam taşır. Uygulamada ikisi de kullanılmaktadır.
Reddi Miras; miras bırakanın vefatı sonrasında yasal mirasçılar yahut atanmış mirasçıların ölen kişinin tüm borç ve alacakları ile birlikte mirası kabul etmemek (reddetmek) hususundaki irade beyanlarıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre (Madde 606) mirasa hak kazanan yasal mirasçılar veya atanmış mirasçılar tarafından reddi miras talebi murisin terekesinin açıldığı sulh hukuk mahkemesine 3 ay içerisinde sözlü veya yazılı beyanda bulunularak yapılacaktır. Belirtilen 3 aylık süre miras bırakanın ölümünden itibaren başlar. Redde ilişkin beyanın herhangi bir koşul veya şarta bağlanmamış olması gerekir. 3 aylık yasal süre içerisinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olup terekeye dair haklara ve terekeye ilişkin borçlara mirasçı olur.
Murisin ölümüyle başlayan 3 aylık süre hak düşürücü bir süredir. Doğal olarak bu süre içerisinde mirasın reddi için işlem gerçekleştirilmediği takdirde kural olarak miras hakkı kazanılmış olur. Ancak mirasçı olduğunu sonradan öğrenen kişiler için bu süre esnetilebilmektedir. Böyle bir durumda üç aylık sürenin işlemeye başladığı an öğrenme anı kabul edilir. Diğer bir ifadeyle, miras bırakanın ölümünden 6 ay sonra ölüm haberi kendisine ulaşan mirasçı, mirasın reddi için gittiğinde, kendisine reddi miras süresi geçtiği bu nedenle hakkını kullanamayacağı söylenecektir. Ancak kişi miras bırakanın ölümünü sonradan öğrendiğini ispat edebiliyorsa, süre buna göre hesap edilir.
Borca batık miras bunun istisnasını oluşturur. Miras bırakanın ödemeden aczi durumu yani tereke mal varlığı borçları karşılayamıyor ise buna terekenin borca batık olması denir. Diğer bir ifadeyle murisin, ödemeden aczi açıkça ortada ise ve bu durumda resmi olarak tespit edilebiliyorsa/edilmişse kişinin mirasın reddi için beyanda bulunması gereken süreyi sessiz geçirmesi halinde de mirasın reddi gerçekleşmiş olur.
Peki, Mirasın Reddi Halinde Alacaklılar İtiraz Edebilir Mi?
Alacaklılar reddi miras işleminin kötü niyetli bir işlem olduğunu ileri sürerek işleterek reddi mirasın iptalini talep edebilirler. Kişinin ölümünden itibaren (geriye dönük) 5 sene öncesine kadarki süre içerisinde mirasçı olacak kişiye denkleştirmeye tabi tutulabilecek bir kazandırma sağlanmışsa, mirasçı bu kazandırma oranında miras bırakanın alacaklılarına karşı sorumlu olacağından alacaklılar kendisine tasarrufun iptal davası açabilirler.
“Tasarrufun iptali davası; alacağını icra takibi yoluyla borçludan tahsil edemeyen alacaklının, borçlunun son 5 yıl içerisinde gayrimenkul veya menkul mallarına ilişkin mal kaçırmak saikı ile yapmış olduğu tasarruflarını iptal etmek amacıyla, borçluya ve malı devralan üçüncü kişiye karşı açtığı bir dava türüdür.”
Reddi Miras Emekli Maaşı- Dul ve Yetim Maaşı Almaya Engel Midir?
Öğretide reddi miras durumunda mirasçıların dul ve yetim maaşı, ölüm aylığı, emekli aylığı tazminat vb. alıp alamayacağı konusunda ilgili mevzuatta açık bir düzenleme yoktur. Bununla birlikte Yargıtay ve yerel mahkeme uygulamalarında bu konuda yerleşmiş kurallar söz konusudur. Uygulamada sırf bu hakları alabilmek adına, kulaktan dolma hatalı bilgiler ile borca batık bir mirasın kabul edilmesi gibi durumlar ile karşılaşılabilmektedir. Ya da tam tersi olarak borca batık miras olabileceği korkusuyla tüm bu haklardan feragat edilebilmektedir. Hâlbuki miras bırakanın ölümü ile mirasçılarına geçen bu tarz ödemeler reddi miras kurumuna uyumlu değildir. Gerekli şartların sağlanması halinde kişi bir yandan mirasın reddi işlemi gerçekleştirip bir yandan da bu sayılan bu hakları elde edebilir. Miras bırakanın mirası ile mirasçıların hak kazandığı dul veya yetim aylıkları farklı hukuki gerekçelere bağlıdır. Bu nedenle miras bırakanın emekli maaşı mirasına dâhil değildir. Emekli maaşı, miras bırakanın yıllar boyunca devlete yatırdığı primler ile hak kazandığı bir ödemedir ve miras kapsamına girmeden doğrudan mirasçılar üzerinde devam eden bir alacak hakkıdır. Niteliğindeki farklılık nedeniyle mirası reddetmek bu maaşları almaya engel teşkil etmemektedir.
Sözün özü;
“Gerekli şartların sağlanması halinde kişi bir yandan mirasın reddi işlemi gerçekleştirip bir yandan da miras bırakanın emekli maaşını almaya devam eder.”
Avukatın Önemi
Makalemizin başında da belirttiğimiz üzere konu hukuk tekniği açısından özü itibari ile mülkiyet hakkına ilişkindir. Böyle bir duruma maruz kalan kişinin hatalı bir işlem yapmaması önem arz etmektedir. Bu nedenle öncelikle yapması gerekenin bir miras avukatı ile irtibata geçerek prosedürü işletmesi çok önem arz etmektedir.
Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.