Bugün sizlere sıkça gazetelerde ve haber bültenlerinde sözü edilen, devletlerin uygulamaya çalıştığı teorilerden, “para ve maliye politikalarından” kısaca bahsetmeye çalışacağım.
Makaleyi yazmaktaki gayem ülkemiz için çok gerekli olan finansal okuryazarlık konusuna bir nebze de olsa (ateşe dişiyle su taşıyan karınca misali) katkıda bulunabilmektir.
EKONOMİ POLİTİKALARI
Yürütülen ekonomi politikaları her zaman istenen sonuçları vermeyebilmektedir. Bu nedenle ekonomiyi yönetimine aday olanlar veya atananlar farklı teorileri ortaya atabilmekte, savunabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, bazı ekonomistler yüksek enflasyonun nedenini faiz diye belirlerken, bazıları parasal genişlemeyi gerekçe göstermekte bazıları ise piyasalardaki oynaklığın (volatilite) neden olduğunu söyleyebilmektedir. Tabi tüm bu teorilerin siyasal ve toplumsal sınırlamalara sebebiyet verdiği gerçeği de unutulmamalıdır.
Ekonomi politikalarında genellikle dış dengeler için para politikaları, iç dengeler için ise maliye politikaları kullanılmaktadır.
Gelin bu iki kavramı kısaca açıklamaya çalışalım;
PARA VE MALİYE POLİTİKALARI
Maliye politikası: 2007-2008 küresel mali krizinden bu yana politika aracı olarak maliye politikaları ön plana çıkmıştır. Devletler bir taraftan yaptıkları kamu harcamaları ile tam istihdam sağlamak ve yoksulluğu azaltmak isterlerken, bir taraftan da topladığı vergiler ile gelir düşürücü etki yaratmaktadırlar. İşte devletin istihdam, gelir, fiyat seviyeleri gibi makro düzeyde ekonomik değişkenlere tesir edebilmek için kamu harcamalarını ve verileri kullanmasına maliye politikası adı verilmektedir.
Devletlerin kamu harcamalarını artırarak ve/veya vergilerden indirim yaparak ekonomiyi etkilemek için izlenen maliye politikasına genişlemeci maliye politikası, tam tersi kamu harcamalarını azaltarak ve/veya vergileri artırarak ekonomiyi etkilemek için izlenen maliye politikasına ise daraltıcı maliye politikası adı verilmektedir.
Maliye politikasının işlerliği ise iki temel faktöre bağlıdır.
Yatırımların faiz oranlarına olan duyarlılığı,
Miktar olarak para talebinin faiz oranına duyarlılığı.
Para politikası: Devletler hedeflerini tam istihdam sağlamak ve yoksulluğu azaltmak üzerine belirlerken para politikası ile ilgili kararlar da alırlar. Bu kararları alırken en önemli amaçta enflasyona neden olmadan bu kararları alabilmektir. Bu noktada merkez bankalarının, ülkedeki para miktarını etkilemeye dönük aldığı kararlara para politikası adı verilmektedir. Merkez Bankaları para miktarına müdahale ederek dengeleyici bir rol üstlenmeye çalışırlar. Para arzının daha hızlı artması ve faiz oranlarının düşmesine yönelik para politikasına genişlemeci para politikası, para arzındaki artışı yavaşlatmaya ve faiz oranlarının yükselmesine yönelik para politikasına ise daraltıcı para politikası adı verilmektedir.
Merkez Bankalarının başlıca para politikası araçları şunlardır.
Açık piyasa işlemleri
Reeskont oranı
Zorunlu karşılıklar
Disponibilite oranı
Bankacılık sisteminin yönlendirme.
Disponibilite Oranı, bankalardaki mevduat ile bu mevduata karşılık bankanın bulundurmasının zorunlu olduğu nakde çevrilebilecek değerler arasındaki ilişkiyi ifade eden orandır. Keza bankalar topladıkları tüm parayı karşılık veya kredi olarak dağıtamazlar.
Faydalı olması ümidiyle…
Özkan ÇİNAR