top of page

Laffer Eğrisi


14.Yüzyılın Müslüman filozofu İbn Haldun Mukaddime isimli eserinde (yıl 1371) vergi oranları ve vergi geliri arasındaki bağlantıya dikkat çekerek “Bir devlette tebaaya yükletilen vergilerin miktarı az olursa, tebaa çalışarak para ve servet kazanmaya heves ve rağbet eder, yurt bayındırlanır. Vergiler azalınca istihsal [üretim] artar, mal ve para kazanmanın yolları çoğalır.”demiştir.(Kaynak:İbn-i Haldun, Mukaddime, cilt II, 1378, ter. Zâkir Kadirî Ugan, 1970, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, s. 58-9.)

İbni Haldun’un bu teorisi (Ibn Khaldun Curve) olarak isimlendirilmektedir.

Bu teori 14 Eylül 1974 tarihinde ünlü ekonomist Prof. Dr. Arthur Laffer tarfından formüle edilmiştir. Laffer söz konusu savını kendi ismini taşıyan Laffer Eğrisi ile açıklamıştır.

Arthur Laffer bugün Amerikan Tarihi Müzesinde bulunan kumaş bir peçete üzerine teorisini çizip anlatmıştır. Peçetede 'Bir ürünü vergilendirirseniz daha az sonuç/Bir ürünü sübvanse ederseniz daha fazla sonuç/İşi, çıktıyı ve geliri vergilendiriyoruz ve iş dışı, boş zaman ve işsizliği sübvanse ettiğimizden./Sonuçları ortada! ' ifadeleri yer almaktadır.

Grafiğe bu adı veren kişi de bir ekonomi yazarı olan June Wanniski’dir.

1970’li yıllarda yaşanan ekonomik sorunlara karşı Keynezyen iktisada alternatif olarak arz yanlı iktisat politikaları ortaya çıkmış ve 1980’li yıllarda uygulanmaya başlanmıştır. Arz yanlı iktisatçılar düşük tasarruflar, durgunluk ve yüksek enflasyon gibi pek çok ekonomik problemin temel nedeninin yüksek vergi oranlarının yarattığı caydırıcı etkiler olduğunu savunmuşlardır.

Cari vergi oranlarının optimal vergi oranlarından yüksek olması Laffer eğrisine göre vergi oranı artışının artık vergi gelirlerini arttırmayacağı anlamına gelmektedir. Böyle bir durumda vergi oranlarında indirime gidilmesi halinde vergi gelirlerinde artış olabilir.

Bu nedenle Laffer eğrisine göre vergi gelirini maksimize eden optimum (uygun değer) bir vergi oranı vardır. Oranın olması gereken oranın ötesinde bir artış, ticari faaliyetler ve yatırım faaliyetleri için caydırıcı bir rol oynayacaktır

Ronald Reagan’a da danışmanlık yapan arz yanlı iktisadın savunucularından olan Amerikalı iktisatçı Arthur Laffer vergi oranlarını düşürmenin istihdam artışına yol açarak, vergi gelirlerini artıracağını ve böylece bütçe açıklarını da azaltacağını ileri sürmektedir.

Başkan Reagan Stagflâsyonla mücadelede bu politikayı kullanmıştır. 

Vergi oranlarının çok yüksek olduğu yerlerde daha düşük vergi oranları büyük olasılıkla örneğin İngiltere’de olduğu gibi vergi gelirlerini arttıracaktır.

Türkiye’de Özal zamanında (1980 sonrasında) gelir vergisi anlamında denenmiş, fakat iddia edildiği gibi vergi oranı indirimleri vergi tahsilâtını artırmamıştır. Bunun (belki de) gerekçesi özellikle ücretler üzerinden alınan gelir vergisinin stopaj usulü ile alınması, yani beyana dayalı vergilerin payının daha az olması olabilir.

Bilindiğinin ötesinde Laffer eğrisi tek başına vergi oranı indiriminin vergi gelirlerini arttıracağını ya da azaltacağını ifade etmemektedir. Vergi oranındaki değişime vergi gelirlerinin tepkisi mevcut vergi sistemine, dikkate alınan zaman dilimine, kayıt dışı ekonomiye kayma kolaylığına, mevcut vergi oranlarının düzeyine, yasal anlamda ve muhasebeye dayalı vergi boşluklarının yaygınlığına ve üretim faktörlerinin eğilimlerine bağlıdır.

Harcamalar üzerinden alınan vergiler, fiyatların yükselmesi ve miktarın azalması şeklinde iki tür etkiye sahiptir. Fiyatların yükselmesine neden olan vergi, bir yandan da kamu gelirlerinin artmasını sağlamaktadır. Ancak miktardaki düşüş ya da vergi tabanındaki aşınma kamu gelirlerinin azalmasına neden olmaktadır. Söz konusu etkiler gelir ve servet üzerinden alınan vergiler için de geçerlidir.

Örnek vermek gerekirse 7 liralık kahvenin üzerine 10 lira vergi eklersek satış fiyatı 17 lira olur ve bu fiyattan 100 kahve satıldığını kabul edersek devletin toplam vergi geliri 10x 100 = 1.000 TL’olur.

Ama yine 7 liralık kahve üzerine 20 lira vergi eklersek satış fiyatı 27 lira olur ve bu fiyattan 25 kahve satıldığını kabul edersek devletin toplam vergi geliri de 20x25=500 TL olur.

İlaveten getirilen bu aşırı vergiler, maliyetleri arttırarak satışların azalmasına neden olabildiği gibi, enflasyona da sebep olabilmektedir.

Yukarıda örnekten de anlaşılacağı üzere özellikle vergi oranlarındaki artış tüketici fiyatlarını yükselteceği için enflasyonist bir etki de yaratır. Fiyatı artan mallara talebin azalması neticesinde satış azalır, satışın azalması da vergi tahsilâtında azalmaya neden olur.

Arz Yanlı İktisatçılar pek çok soruna olduğu gibi enflasyona karşı da arzı (üretimi) artırıcı politikaların uygulanmasını gerekli görmüşlerdir. Buna savunma olarak gösterdikleri gerekçe de  “bir malın stoku piyasada fazla ise fiyatı otomatik olarak düşecektir” tezidir.

 

Bugün hala vergilerin hangi orana kadar artırılıp artırılmayacağı tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bu arada vergiler zaten düşükse vergi oranlarında yapılacak daha fazla bir kesinti büyümeyi artırmadan gelirleri de azaltacağı zaten kaçınılmazdır.

Benzin, motorin gibi yakıtlarda vergi (ÖTV vb.) ve fiyat artışı nedeniyle kişiler, özel araçlarını kullanmak yerine toplu taşımaya yönelebilir, alkole getirilebilen yüksek bir vergi kaçak içki satışını, tütün mamullerinde getirilen yüksek bir vergi kaçak tütün satışı körükleyebilir. Ya da araç satışlarında yapılan yüksek bir vergi araç satışlarını düşürebilecek kahve örneğimizde ki gibi devletin daha az bir vergi tahsilâtı yapmasına neden olabilecektir.

Ülkemizde de uygulamaya konulan ekonomi politikalarının büyük bir bölümünden beklenilen neticeler alınamamasının nedenlerinin başında mevcut kayıt dışı ekonominin varlığının geldiği bilinmektedir.


Sonuç;

Laffer Eğrisi, her türlü ekonomik model gibi her ne kadar bir takım eleştirilere maruz kalsa da doğru zamanda uygulandığında gerçeklikten başka bir şey değildir. Neticede vergi oranını sıfır olarak belirlerseniz de herhangi bir devlet geliriniz olmayacak. Elbette bir şeyi %100 vergilendirirseniz de devlet geliriniz yine olmayacaktır.

 

Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page