top of page

Vergide - Cezada Ölçülülük ve Gönüllü Uyum Vergi Sisteminin Anahtarıdır

ree

Vergi, devletin varlığını sürdürebilmesinin temel dayanağıdır. Tarih boyunca toplumların düzeni, alınan vergilerin nasıl uygulandığıyla doğrudan bağlantılı olmuştur. Roma’dan Osmanlı’ya, günümüz modern devletlerine kadar şu gerçek hiç değişmemiştir: Vergi, güven üzerine kurulduğunda işler; ölçülülük zayıfladığında ise en sağlam sistem bile sarsılır.

Bugün Türkiye’de de benzer bir dönüm noktasındayız. Dijitalleşme çağında e-Defter uygulamasıyla defterlerin elektronik ortamda tutulması, kuşkusuz doğru yönde atılmış büyük bir adımdır. Kayıtların şeffaflığı, denetlenebilirliği ve güvenilirliği için bu sistemin önemi tartışılmaz. Ancak her yenilik gibi, e-Defter uygulaması da ilk yıllarında çeşitli aksaklıklar ve uyum sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır.


Cezaların Ağırlığı ve Ölçülülük Meselesi

Bugün meslek mensuplarının en çok dile getirdiği konu, cezaların ağırlığıdır. Çoğu kez teknik sebeplerden, yoğunluklardan veya sistemsel hatalardan kaynaklanan gecikmeler, kasıtlı bir ihlalmiş gibi değerlendirilmekte ve mükellefler ciddi mali yüklerle karşı karşıya kalmaktadır.

Burada asıl mesele, cezanın orantısıdır. Eğer ceza, caydırıcılıktan çok yıkıcı bir yük haline gelirse; ne mükellefi sisteme yaklaştırır, ne de mali müşaviri rahatlatır. Tam tersine, gönüllü uyumu zayıflatır, güveni aşındırır.

Ölçülülük ilkesi, yalnızca hukuk kitaplarında duran bir kavram değildir. O, devletin mükellefine verdiği “Senin niyetini görüyorum, hatanı düzeltmen için fırsat veriyorum” mesajının uygulamaya yansımasıdır. Bu mesajı alan mükellef, sisteme daha güçlü bir şekilde bağlanır.


Gönüllü Uyumun Gücü

Vergi idaresi ile mükellef arasındaki ilişkinin özü, bir güven sözleşmesidir. Eğer bu güven zedelenirse, sistem işlememeye başlar. İşte bu nedenle gönüllü uyum kavramı, bugün her zamankinden daha önemlidir.

Gönüllü uyumun güçlü olduğu bir sistemde;

  • Devlet gelirlerini daha istikrarlı biçimde toplar.

  • Mükellef, ceza korkusuyla değil, hakkaniyet duygusuyla kurallara uyar.

  • Mali müşavir, danışmanlık görevini ceza baskısı altında değil, rehberlik bilinciyle yerine getirir.

Kısacası; “gönüllü uyum, kazananı herkes olan bir mekanizmadır.”


Eğitim, Rehberlik ve Çözüm Yolu

Her sistemin kusurları olur; önemli olan bu kusurları nasıl yönettiğimizdir. Bugün yapılması gereken, cezaların ağırlığını artırmak değil, mükellefi sisteme daha hızlı adapte edecek yöntemleri devreye sokmaktır.

Bunun yolu da bellidir:

  1. Ölçülülük İlkesi – Teknik sebeplerden doğan gecikmelerde uyarı ve düzeltme mekanizmalarının öne çıkarılması.

  2. Gönüllü Uyumun Teşviki – Mükellefe hatasını fark edip düzeltme şansı tanınması.

  3. Eğitim ve Rehberlik – Gelir İdaresi’nin daha fazla kılavuz, örnek olay ve teknik destek sağlaması.

Unutmayalım ki, vergi sisteminin amacı cezalandırmak değil, uyumu artırmaktır. Bir sistem, ceza baskısıyla değil, gönüllülükle büyür.


Devlet–Mükellef–Meslek Üçgeni

Mali müşavirler, bu sistemin tam ortasında duran köprülerdir. Bir yanda devlete karşı sorumlulukları vardır, diğer yanda mükelleflerine karşı görevleri. Onların sesi, aslında hem iş dünyasının hem de ekonominin sesidir.

Devletin bu sesi duyması, yalnızca bir meslek grubunun talebine kulak vermek değil, ekonomik düzenin devamlılığı için stratejik bir adımdır. Çünkü mali müşavirlerin üzerindeki yük, doğrudan mükelleflerin uyum kapasitesini de etkiler.


Üstatların Öğüdü

Biz bu mesleğe yıllarını vermiş olanların gördüğü bir gerçek var: Vergi sistemi, ceza ve kuraldan önce, ölçülülük ve güven üzerine kurulmalıdır. Eğer mükellef kendini sistemin ortağı olarak görürse, gönüllü uyum kendiliğinden artar. Eğer mükellef kendini sürekli baskı altında hissederse, en sert cezalar bile uyumu sağlamaya yetmez.

Bugün tartışılan meselelerin özü şudur: Ölçülülük, hakkaniyet ve gönüllü uyum. Bu üç sacayağı üzerine kurulan bir sistem, yalnızca teknik olarak değil, toplumsal güven açısından da çok daha güçlü olacaktır.


Son Söz

Vergi sistemimizin geleceği, yalnızca teknolojik altyapıda değil, aynı zamanda uygulamadaki ölçülülükte yatmaktadır. e-Defter uygulaması, doğru yönde atılmış bir adımdır; ancak cezaların ağırlığı bu adımın gölgesinde kalmamalıdır.

Orantılılığı gözeten, gönüllü uyumu teşvik eden bir yaklaşım; hem kamu gelirlerini garanti altına alacak, hem iş dünyasının huzurunu sağlayacak, hem de mali müşavirlerin mesleki onurunu koruyacaktır.

Bugün yapılması gereken, cezaları artırmak değil; güveni artırmaktır. Çünkü güvenin olduğu yerde uyum kendiliğinden doğar.


“Bu makale, Özkan Çınar’ın uzun yıllara dayalı deneyimlerinden süzülerek, mesleki tecrübesi ışığında kaleme alınmıştır.”


Bu makale faydalı olduğuna inanıyorsanız, lütfen beğen tuşuna basın ve paylaşın. Teşekkürler!”


Bu makalede yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi veya kişisel tavsiye niteliğinde değildir ve yatırım faaliyetinde bulunmaya davet veya teşvik değildir. Herhangi bir yatırım kararının uygunluğu konusunda bağımsız mali ve uygunsa hukuki tavsiye almalısınız. Geçmiş performans gelecekteki performans için bir rehber değildir.

 

 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page