top of page

Avrupa Yeşil Mutabakatı(European Green Deal)


Avrupa Birliği (AB), 2019 yılının Kasım ayında bir takım inisiyatifler içeren bir mutabakat paketi yayınladı.

Çevre ve sürdürülebilirlik konularında kesin ve iddialı adımlar atacağının bir taahhüdü niteliğinde olan Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), AB ile geniş ekonomik, siyasi ve coğrafi bağları olan tüm devlet, uluslararası kuruluş ve özel sektör oyuncularını derinden etkileyeceğinden mutabakatın herkes tarafından iyi anlaşılması gerekmektedir.

Kısa adıyla Yeşil Mutabakat olarak anılan 2019 tarihli bu anlaşma İklim krizine karşı daha yaşanabilir bir dünya inşa etmek, sistemi insancıl bir şekilde dönüştürmek için üzerinde uzlaşı sağlanmış yol haritalarından birisi olarak gösteriliyor.

Bir dizi dönüştürücü politikayı hedefleyen mutabakat 2050 yılını işaret ediyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı 2030 yılına kadar karbon salımını yüzde 50 oranında azaltmayı, 2050 yılında ise sıfır karbon salım hedefine ulaşmayı planlıyor.

Yeşil Mutabakat ve dijital dönüşüm sayesinde, hiçbir bölge ve topluluğun geride bırakılmayarak, yaşam kalitesinin kapsayıcı bir şekilde artırılması için bir yandan daha yeşil ve daha temiz bir dünya planlanırken, bir yandan da karbon emisyonlarının sıfırlanması, enerji sektörünün karbondan arındırılması, çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, üretimde inovasyonun teşvik edilmesi, kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi hedefleniyor.

Kısaca; mutabakata göre ekonomik büyüme bugüne kadar olduğu gibi dünyanın kaynaklarını sömürerek ve çevreyi kirleterek olmayacak.

Mutabakatın çerçevesi öncelikle şu politika alanlarından oluşuyor:

  • Temiz, erişilebilir, güvenli enerji

  • Sürdürülebilir sanayi, (Sürdürülebilir, çevreye saygılı üretim döngüleri)

  • İnşaat ve renovasyon (enerji ve kaynak verimliliği sağlanmış binalar)

  • Tarladan sofraya (Daha sürdürülebilir gıda sistemleri)

  • Kirliliğin ortadan kaldırılması

  • Sürdürülebilir ve akıllı hareketlilik (Daha sürdürülebilir ulaşım araçları)

  • Ekosistem ve Biyoçeşitlilik (Kırılgan ekosistemi koruyacak önlemler)

  • Sıfır kirlilik

  • Toksinlerden arındırılmış çevre

  • Bilginin güçlendirilmesi (araştırma alt yapılarına destek için)

  • Dünya vatandaşlarının bilgi ve beceri olarak hazırlanması ve uluslararası işbirliği.

AB’nin iş birliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması sebebiyle düzenlemelerin herkes tarafından iyi anlaşılması, takip edilmesi gerekiyor. Oluşturulacak standartlara uyum sağlamak konusunda hızlı adım atabilme yeteneğinin geliştirmesi önem arz ediyor. Yeşil ürünlere ve hizmetlere olan talep artacağından ilk adımı atan, ilk yatırımları yapan ve ilk adaptasyonu sağlayanlar bu yeşil piyasanın önde gidenleri olacak.

AB’nin planladığı bu dönüşüm ABD ve Çin tarafından da takip edilmekte, benzer bir yaklaşım da ABD’de Yeni Yeşil Mutabakat şeklinde isimlendirilirken, ihracata dayalı büyüme stratejisi ile çevreyi uzun yıllardır kirlettiği söylenen Çin Yeşil Enerji Devrimi için çoktan yatırımlar yapmaya başladı.

“Türkiye’den Avrupa Birliği’ne ihracat yapan firmaların çok yakın gelecekte karbon nötralizasyon kriterini karşılamaları gerekecek.”

Peki, Türkiye Yeşil Mutabakat kapsamında neler yapıyor:

Türkiye’de Yeşil Mutabakata uyum konusundaki çalışmalar ve değerlendirmeler TÜBİTAK tarafından yürütülüyor.

Hem akıllı hem yeşil bir dönüşümün Türkiye’de de gerçekleştirilmesi için 22 Eylül 2020 itibarıyla bu kapsamdaki projeler başvuru almaya başladı.

Çağrı kapsamında enerji başlığında toplam 128 milyon avro, binalarda enerji verimliliği için 60 milyon avro, çevreci havalimanları ve limanlar için 10 milyon avro, tarladan sofraya stratejisine destek olacak projeler için 74 milyon avro kaynak ayrıldığı açıklandı. Ayrıca Avrupalı ortaklarla enerji alanında Afrika’da proje yapılması için 40 milyon avroluk kaynak da var olduğu bildirildi.

Büyük resme baktığımızda Yeşil Mutabakat yeni tip ticaret engelleri diyebileceğimiz, rekabet gücünü ve ticareti doğrudan etkileyen yeni nesil kriterlerle bir tehdit gibi görünebilir. Ancak Türkiye gibi bazı sektörlerde kendi kendine yetebilen ve üretim süreçlerini sürdürülebilir bir zemine oturtmaya çalışan bir ülke olarak bunu bir fırsata çevirebilmesi olasıdır.

Sözün özü;

Görünen o ki yakın gelecekte Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bunu takip eden diğer yeşil girişimler küresel ekonomide ve enerji sektöründe pek çok taşı yerinden oynatacak olan bir yol haritası gibi gözüküyor.

 

Faydalı olması ümidiyle…

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page