Ülke varlık fonları, başka bir tabirle ulusal varlık fonları, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan, ülke ekonomisinin doğabilecek krizlere karşı dayanıklılığının artırılması ile ülke ekonomisinde uzun dönemli istikrarın korunması amacıyla kurulan fonlardır.
Bu fonlar geliri “gelecek nesillerin refah seviyesinin artırılmasına yönelik olarak” oluşan bütçe fazlalıklarının çeşitli finansal varlıklara yatırım yapılması sonucu elde edilen karlardan oluşur.
Dolayısıyla ülkede varlık fonunun kurulma düşüncesinin oluşması öncelikle bütçe fazlası diye nitelendirebileceğimiz, kamu elinde bir gelir fazlalığının mevcut olması ve bu gelir fazlalığının sürelilik arz edebilecek türde olması gereklidir.
Bugün dünya ekonomisinde, ödemeler dengesi önemli ölçüde fazla veren Norveç veya Körfez ülkeleri gibi petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkelerde bu tür fonların kurulduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Çin, Kore ve Hong Kong gibi dış ticaret fazlası veren ülkelerde veya sosyal güvenlik sistemi fazla veren ülkelerde de bu tür fonları görmek mümkün.
Varlık fonlarının ağırlıkla iki şekilde kurulabildiklerini görüyoruz.
Körfez ülkelerinin kurdukları fonlar gibi ihraç edilen bir veya birkaç emtianın gelirleri nedeniyle bütçe fazlalarından oluşan ulusal varlık fonları.
Sosyal güvenlik (emeklilik) sisteminde fazla veren veya dış ticaret fazlası veren ülkelerde oluşan ve bir emtiaya dayalı olmayan ülke varlık fonları.
Her ikisinde de amaç oluşan gelirin öncelikle gelecek kuşakların refahını aktarmayı hedeflemesidir.
Ulusal varlık fonlarının kurulmasının günlük ekonomiye faydaları da kısaca şöyle özetlenebilir.
Fonlarda meydana gelen gelir artışı ülkedeki mevcut vergi yüklerinin azalmasına yardımcı olur.
Ekonomiyi destekleyecek güçlü bir rezerve sahip olmanın getirdiği avantajla harcamaların artırılmasına, dolayısıyla istihdamda artışa yardımcı olur.
Bu fon sayesinde ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alınıp ülke ekonomisinin uluslararası etkinliğinin artırılması sağlanır.
Temel amaç gelecek kuşakların refahını arttırmak olduğu için ekonomide rehavet ve dengesizlikler yaratılmasının önüne geçilir.
Varlık fonları kuruluş yeri bakımından, fonların yönetimini siyasal etkilerden uzak tutabilmek adına Merkez Bankalarının bağımsız yapısı kullanılarak, banka bünyesinde kurulabildikleri gibi ayrı bir şirket ya da idare olarak da kurulabilmektedir.
Varlık fonları ayrı bir kişiliğe sahip olduklarından ağırlıklı olarak finansal varlıklara yatırım yapabildikleri gibi çeşitli projelere geçici ya da kalıcı ortaklıklar yoluyla girip yatırımda yapabilirler.
Dünyanın ilk varlık fonu 1953 yılında Kuveyt’te kurulmuştur. 2008 yılında yaşanan global finansal krizle birlikte dünya genelinde özel sektörün yatırımlarını yavaşlatması varlık fonlarının varlığının ülke ekonomilerinde önemini giderek daha fazla hissettirmiş Asya ülkelerinde, sonrasında da batı ülkelerinde benzerleri kurulmaya başlanmıştır.
Ancak süreç içerisinde bu fonların şeffaflığı, hesap verebilirliği, risk-getiri hedefleri ile birlikte siyasi hedeflere sahip olup olmadıkları konusunda tereddütler ve eleştiriler ortaya çıkmaya başlamıştır.
Haziran 2008 de IMF’in inisiyatifi ile Ulusal Varlık Fonu Uluslararası Çalışma Grubu (IWGInternational Working Group of Sovereign Wealth Funds) oluşturulmuştur. Çalışma grubu, ulusal varlık fonlarının kararlarının siyasi motiflerle değil finansal ve ekonomik düşüncelerle belirlendiğini belgeleyen, gönüllülük esasına dayalı, genel kabul görmüş prensipler belirlenmesi üzerine görüş birliğine varmışlardır. Santiago’daki toplantı sonucunda “Santiago Prensipleri” olarak adlandırılan 24 adet Genel Kabul Görmüş Prensip ve Uygulama (GAPP- Generally Accepted Principles and Practices) oluşturulmuştur.
Sonuç;
Küresel finansal piyasalarda payı gün geçtikçe artan ulusal varlık fonları büyüklükleri, şeffaflıktan uzak olmaları, risk-getiri hedeflerinin haricinde, finansal piyasa hareketlerinin işleyişini bozabilme gücüne sahip olmaları nedeniyle siyasi otoritelerin bu fonların yönetimlerini etkileyebilmeleri söz konusu olabilmektedir. Bu risk ulusal ve uluslararası ekonomik ve finansal politikaların da önemli bir günden maddesidir.
Türkiye Varlık Fonu (TVF)
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ (TVF Yönetimi AŞ), 26 Ağustos 2016 tarihli ve 29813 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6741 sayılı “Türkiye VarlıkFonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“6741 sayılı Kanun”)” doğrultusunda kurulmuştur.
Türkiye Varlık Fonu, yukarıda ana çizgilerle özetlenen herhangi bir emtiaya ya da bir gelir fazlalığına dayanmamaktadır. Kuruluş amacı irdelendiğinde ana işlevinin daha çok iç piyasaya finansman sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Keza kanun metninde;
Kuruluş Amacı
6741 sayılı Kanun hükümlerinde TVF Yönetimi AŞ’nin kuruluş amacı “sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlanması, yurt içinde kamuya ait olan varlıkların ekonomiye kazandırılması, dış kaynak temin edilmesi, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak edilmesi amacıyla Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonların kurulması ve yönetilmesi” olarak ifade edilmiştir.
TVF’nin kaynağı daha çok kamuya ait şirket, hisse, gayrimenkul ve nakitlerin TVF’ye devredilmesiyle oluşmaktadır. Özelleştirme kapsam ve programında yer alan kuruluş, şirket, gayrimenkul ve diğer varlıklar ile Özelleştirme Fonu’ndan aktarılacak nakit fazlası en temel kaynakları arasındadır. Yine kanun metninde;
Sermaye ve Ortaklık Yapısı
TVF Yönetimi AŞ’nin sermayesi 50.000.000 TL olup tamamen ödenmiştir. Payların tamamı T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na aittir. TVF Yönetimi AŞ’nin imtiyazlı payı bulunmamaktadır. TVF Yönetimi AŞ’nin iktisap ettiği kendi payı bulunmamaktadır. Şeklinde ifade edilmiştir.
Yönetim Kurulu Yapısı
TVF Yönetimi AŞ Yönetim Kurulu, en az beş kişiden oluşan yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdür ilgili mevzuata göre atanır.
Denetim ve İç Kontrol
TVF Yönetimi AŞ, 6741 sayılı Kanun’un 6. Maddesi uyarınca üç aşamalı bir denetim yapısına tabiidir. Bunlar sırasıyla Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile uyumlu bağımsız dış denetim, bağımsız denetimden geçmiş yıllık mali tablolar ile faaliyetlerin Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetimi ve son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu denetimidir.
Derecelendirme
TVF tarafından uluslararası geçerliliği olan kredi notu alma çalışmaları 2020 yılında tamamlanmış; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings tarafından Fitch Ratings tarafından 2021 yılı için TVF’nin kredi notu “BB-” ve görünümü “negatif” olarak belirlemiştir. Söz konusu not Türkiye’nin ülke kredi notu ile aynıdır.
TVF kamu kurumu mu, özel şirket mi?
Esasen ikisi de değil.
TVF tüm varlıkları devlete ait şirket, banka, gayrimenkul ve paradan oluşmasına ve cumhurbaşkanına bağlı olmasına rağmen “kamu kuruluşu” statüsünde değil, her özel şirketin tabi olduğu en temel ticaret yasaları da TVF’ ye işlemediğinden “özel şirket” olarak değerlendirmek de doğru değil. Kanun metni muafiyetler ve istisnalar bölümünde;
“Bu Kanuna göre kurulan Şirket ve Türkiye Varlık Fonu ile Şirket veya Türkiye Varlık Fonu tarafından hakim hissedar olarak kurulacak şirketler ve alt fonlar gelir ve kurumlar vergisinden muaftır. Bu muafiyet, bunların kazanç ve iratları üzerinden 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak vergi kesintilerini de kapsar.
Şirket ve Türkiye Varlık Fonu ile Şirket veya Türkiye Varlık Fonu tarafından hâkim hissedar olarak kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır.” Şeklinde ifadeler vardır.(Detaylar için Bakınız. 6741 sayılı Kanun Madde 8)
TVF’ ye şu ana kadar devredilen kurum ve kaynaklar ait örneklerden bazıları şunlardır:
ZİRAAT BANKASI: 5 milyar TL sermayeli bankanın yüzde 100 hissesi TVF’ye devredildi.
HALK BANKASI: Yüzde 48.77’si halka açık olan Halk Bankası’nın Hazine’nin elindeki yüzde 51.11 hissesinin tamamı TVF’ye geçti.
BORSA İSTANBUL: Ödenmiş sermayesi 423.2 milyon TL olan Borsa İstanbul’un kamuya ait yüzde 73.6 hissesi TVF’nin kontrolüne geçti.
THY: Yüzde 50.18’i halka açık olan THY’nin kamuya ait yüzde 49.12 hissesi TVF’ye devredildi.
BOTAŞ:15 milyar TL sermayeli Botaş’ın hisselerinin tamamı TVF’ye devredildi.
TPAO: Tamamı kamuya ait olan TPAO’nun hisselerinin tamamı da TVF’ye devredildi.
TÜRKSAT:47 milyon TL sermayeli Türksat’ın tamamı TVF kontrolüne geçti.
TÜRK TELEKOM: Yüzde 13.31’i halka açık olan Türk Telekom’un kamuya ait yüzde 6.7 hissesi de TVF’ye devredilen hisseler arasında.
PTT:5 milyon TL sermayesi bulunan PTT’nin hisselerinin tamamı TVF’ye devredildi.
ETİ MADEN: 600 milyon TL sermayeli Eti Maden’in yüzde 100’ü TVF’nin oldu.
ÇAYKUR: Çaykur da hisselerinin tamamı TVF’ye devredilen şirketler arasında yer aldı
MİLLİ PİYANGO: Milli Piyango’nun elinde bulunan Piyango, Hemen Kazan, Sayısal Loto, On Numara ve Süper Loto oyunları ile ileride verilebilecek tüm şans oyunu lisansları, OHAL çerçevesinde çıkartılan bir kararname ile TVF’ye devredildi.
TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ: Türkiye Jokey Kulübü’nün yurt içi ve dışında müşterek bahis düzenlemeye ilişkin yetkileri ile elindeki gayrımenkuller de aynı OHAL kararnamesi ile TVF’ye devredildi.
Özetle;
TVF’yi hem kamu kuruluşlarına ilişkin yasal yükümlülüklerin, hem de özel şirketlere ilişkin yasaların gerektirdiği yükümlülüklerin dışında tutan özel imtiyazlı bir statü yaratılmış durumdadır.
Şirketin yapısına ve işleyişine ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir.
Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bir önceki yıla ait mali tabloları ile faaliyetleri, bağımsız dış denetim, bağımsız denetimden geçmiş yıllık mali tablolar ile faaliyetlerin Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetimi her yıl ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, birinci ve ikinci fıkralar kapsamında hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen denetim raporları üzerinden görüşülerek denetlenmektedir.
TVF, Sayıştay Kanunu başta olmak üzere, Kamu İhale Kanunu, Devlet İhale Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, özelleştirmeye ilişkin yasalar, KİT yasaları, Fonlar ve KİT’lerin TBMM tarafından denetlenmesine ilişkin yasalar, Devlet Memurları Kanunu gibi kamu kuruluşlarının tabi olduğu temel yasalardan muaf tutulmuştur. Öte yandan TVF, özel sektör şirketlerinin de uymak zorunda olduğu Sermaye Piyasası Kanunu ve Rekabet Kanunu’na uymak zorunda değildir Ayrıca TVF gelir ve kurumlar vergisi, emlak vergisi, damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ve bazı işlemlerinde KDV’den de muaftır.
TVF doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı en az 5 kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir.