top of page

Değer Fiyat ve Gelir Karışmaya Başladı


İnsanoğlunun tarihsel gelişim sürecinde değer bilimsel anlamda farklı anlamlarla ifade edilmiştir. Bir kişi için değerli olan bir şey bir başka kişi için bir anlam ifade etmeyebilmektedir. Bu bağlamda değer ve değerleme konusunu ekonomi ve finans açısından ifade edebilmek için kavramsal ve kuramsal olarak farklı değer teorileri geliştirilmiştir. Aynı zamanda konu, fiyat ve fiyatlama kavramları gibi farklı disiplinler arasında da tartışılmış ve tartışılmaya her daim açık kalmıştır.

Genel anlamda değer; bir mal veya hizmetin meydana getirilmesi için katlanılan maliyetin sonucu olarak o mal ve hizmetten elde edilen faydanın bir işlevidir(çıktısı) diyebiliriz. Ancak bu açıdan baktığımızda değerin çoğu zaman mal veya hizmetin maliyet veya fiyatı ile karıştırıldığı görülmektedir.

Hâlbuki ekonomik anlamda değer arz ve talep etkisi ile oluşan piyasa fiyatı anlamına da gelmektedir. Bir mal ve hizmetin arzu edilme derecesi ve kıtlık değeri vardır. Örneklerle açıklayacak olursak; mal ve hizmetin piyasaya arz edilen miktarı arttıkça veya arzu edilebilirliği azaldıkça değeri düşecektir. Ancak talep görmesine rağmen kıt ise, o mal veya hizmetin yüksek değişim değerine haiz olması beklenir.

Ekonomi biliminde değer konusunda birçok tez ortaya atılmış olmasına rağmen, genel kabul görmüş bir değer teorisi bulunmamaktadır. Klasik değer anlayışında meydana getirilen mal veya hizmetin faydası dikkate alınarak bireylerin ihtiyacı ile ilişkilendirilmiştir. Ancak fayda kavramı da tek başına değeri anlatabilmek için yeterli bir parametre değildir. 

 Bu nedenle genel olarak değeri açıklayabilmek için faydanın yanında emek ve kıtlık kavramları üzerinde de durulmak zorunda kalınmıştır.

Sosyalist düşünce kavramına göre düşündüğümüzde ise zaman faktörü de işin içine girebilmektedir. Yani değeri oluşturan birimin, ilgili mal ve hizmetin üretiminde harcanan emek-zaman miktarı olması gerekir.

Modern zaman olarak nitelendirilen günümüzde ise bir mal ve hizmetin değerini belirleyen unsurlara alışkanlıklar ve tercih edilme sıklığı da belirmektedir. Diğer bir ifadeyle bir mal veya hizmet değeri, tercih edilebilirlik baremi ne kadar yükselirse değeri de kadar fazla olabilmektedir.

Finansal açıdan değer kavramına baktığımızda zaman faktörü ön planda olmasına rağmen zaman kavramı da bugünkü değer olabildiği gibi daha çok gelecek zaman ön planda olabilmektedir. Örneğin; bir şirketin değerlemesi söz konusu olduğunda bilindiği üzere genel kabul gören, tek bir hesaplama yöntemi bulunmamaktadır. Üstelik defter değeri, bugünkü değer, piyasa değeri, gerçek değer, tasfiye değeri vs. gibi değer kavramları gündeme gelmektedir.

Kısaca değer kişiye göre ve disiplinlere göre değişebilen göreceli bir kavramdır.

Peki,  bir mal veya hizmetin değeri fiyatı mıdır :

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi gündelik hayatta değer ve fiyat kavramları birbiri ile karıştırılabilmektedir. Detaya girmeden önce kısaca özetlemekte fayda var; değer kesin ve tek olmamasına rağmen fiyat olmuş bir gerçektir. Yani kesinleşmiştir. Detaylayacak olursak;

Değer (veya değerleme) bir mal veya hizmetin uzmanı tarafından değer biçme ilke ve yöntemlerinin uygulanması sonucunda biçilen değeri iken, fiyat bir malın piyasada değiştirildiği parasal tutarı (gerçek satış) değeridir. Bu durumda dahi değer, kullanılan yöntem ile (değer) biçen kişiye göre değişebilmektedir.

Gelir ve değer kavramları da karışabiliyor mu:

Evet. Bir mal ve hizmetin değeri kazanç getirmesi bakımından bakıldığında karıştırılabilmektedir. 

Gelir; tasarrufa ve harcamaya kaynak teşkil eden kazanç ve iratların (irat: Gelir getiren mülk) toplamıdır. Gelir de kendi içerisinde çeşitlendirilmektedir. Sayacak olursak; ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları vs.

Peki, gelirinize bağlı olarak aldığınızı mal ve hizmeti sattığınızda, yerine aynı özelliklere sahip mal veya hizmet alabiliyor musunuz? Alamıyorsanız ortada bir gelir var mıdır? Bu durumda sizin için ne kadar değerlidir? Verilecek fiyat sizi ne kadar memnun edecektir?

Tamamen farklı bir örnek verecek olursak” itibarınız gelir getirse bile değeri büyüktür ama fiyatı yoktur.”

Sözün özü; teamülde özellikle enflasyonist ortamlarda, kişilerin kendilerine ait mal veya hizmetlerin fiyatının yükselmesini, değerinin artması veya gelirinin artması olarak gündeme getirmesi bu makalenin konusunun doğmasına neden olmuştur. Bu nedenle okuyucu sıkmadan değer, fiyat ve gelir kavramları kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.

Şimdi sahip olduğunuz arabanın veya bir gayrimenkulün fiyatının yükselmesi, sattığınız anda, en azından aynı ürünü yerine koymaya kalktığınızda daha iyisini, daha faydalısını, daha güzelini almayı sağlayamıyorsa, bunun adı gelir artışı mı? Fiyat artışı mı? Yoksa değer artışı mı olduğunu siz okuyucularıma bırakıyorum.

Saygı ve sevgilerimle…       

 

Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page