top of page

Parasal Yanılsama-Money İllusion


Yanılsama, var olan herhangi bir nesnenin veya durumun, beş duyu organından herhangi birisinden kaynaklı farklı ve değişik olarak algılama durumudur. Örneğin deniz veya göl içerisindeki küçük bir balığın büyük olarak algılanması gibi geçici veya kalıcı bir nevi algı bozukluğudur.

 

Ekonomi biliminde bu kavram kendine “fiyat aldanımı veya parasal yanılsama” şeklinde yer bulmaktadır.

 

Ekonomik genişlemenin söz konusu olduğu dönemlerde mal ve hizmet fiyatlarının artması, direk veya dolaylı olarak bu mal ve hizmetleri üreten firmaları da yatırıma yönlendirmektedir. Firmaların bu yatırımlarını finanse edebilmek için borçlanmaya gitmesi de kredi talebine yol açtığından nominal faiz oranları yükselmektedir. Buna karşın borç ve kredi verenlerin cari enflasyon oranı yerine bir önceki dönem enflasyon oranını dikkate alarak (reel faiz oranını dikkate almayarak) satın alma güçlerinin önceki dönemle aynı olduğunu varsaymaları, parasal yanılsamaya (fiyat aldanımına) yol açmaktadır.

 

Irving Fisher (ö.1947) bu konuyu “doların veya başka bir para birimin genişlemesini veya değerindeki düşüşü algılayamamak” olarak ifade etmiştir.

 

Konuyu bireysel olarak ele aldığımızda, bireylerin ücret, servet ve gelirlerini reel (gerçek) değerinden çok nominal değerine odaklanmaları, enflasyonun arttığı ortamın, özellikle de ilk başlarında, varlıklarında meydana gelen/gelecek erozyonu hesaba katmamaları, devamında da birikmiş servetlerinin bir önceki yılla aynı değerde kalacağı şeklinde yanlış bir inanışa sahip olmaları şeklinde ifade edilebilir.

 

Ücretlere yapılan zamların oransal olarak yüksek görünmesi fakat yaşanan süreçte gerçekleşen enflasyonun altında kalması ilk başlarda fark edilemediğinden, emek maliyetlerinin düşmesine, istihdamın ise yükselmesine sebep olur.

 

Dolayısıyla enflasyonist ortamda sadece ekonominin iyi görünmesinin sebeplerinden birisi de budur. Yani parasal yanılsamadır. Çünkü sadece bu konuya özgü olarak enflasyon ücret artışlarına izin verir. Çalışanlar artışın yüksek olduğunu düşünürken, işveren de kendisine göre yaptığı mütevazi artıştan (esasen enflasyon altında kalan artıştan) memnundur. Olayın gerçek yüzü ise sonra belli olmakta ve durumun sadece bir illüzyon olduğu ortaya çıkmaktadır. Sebebine gelince; durum nominal ve reel ayırımına dikkat edilmemesinin bir sonucudur veya diğer bir ifadeyle paranın satın alma gücündeki değişimin farkında olunmaması durumudur.

 

Çalışanlar, maaşlarına yapılacak herhangi bir kesintiye itiraz ederken, paranın satın alma gücünden kaynaklı dolaylı bir kesintiyi görmezden gelebilmektedir. Bir örnekle açıklayalım:

 

·          Bir kişi genellikle ücretinde meydana gelebilecek %3 ’lik bir kesintiyi haksız olarak görmekte ve tepki göstermektedir.

 

·         Aynı kişi  genellikle ücretlerinde nominal olarak %3’lük bir artış görürken, enflasyon adil olarak %6 dır.

 

Aslında her iki durumda da finansal sonuç aynıdır. Yani satın alma gücü %3 düşmüştür. { (-6) -3 =-3 }

Her iki durum da aynı finansal sonuca yol açmasına rağmen, çalışanlar genellikle bunu böyle görmez. Bu sebeple para yanılsaması aslında doğası gereği bir nevi psikolojik sonuçtur.

 

Konuyu kurumsal bazda ele aldığımızda;

 

Bir kaban üreticisi yılda ortalama 50.000 adet kaban ürettiğini ve bir adedini ortalama 1.500 TL. ye mal ettiğini ve %30 kârla 1.950.-TL satacağını, bu durumda yıl sonunda 97.500.000.- satış hâsılatına ulaşarak 22.500.000.- TL kâr edeceğini düşünüyor. Ülkede enflasyonun %45 olduğu düşünüldüğünde;

 

Beklenen satış hasılatı= 50.000 Ad X 1.950 TL = 97.500.000.-TL

Toplam ürün maliyeti =   50.000 Ad X 1.500 TL = 75.000.000.-TL

Beklenen Kâr              =  50.000 Ad X   450 TL =  22.500.000.- TL

 

Maliyetlerin enflasyon oranında artacağı düşünüldüğünde;

 

Ürün başına maliyet 1.500 TL X 0,45 = 675 TL =   2.175 TL olacak

Toplam Ürün maliyeti = 50.000 ad. X 2.175.TL =  108.750.000 TL

 

Satın alma gücü açısından;

 

Bu yıl beklenen satış hâsılatı – Dönem sonu oluşması söz konusu maliyet 

=   97.500.000   - 108.750.000 = - 11.250.000.-TL Zarar

 

Sonuç;

 

Satış sonrası elde edilen satış hâsılatı (dolayısıyla kâr)  gelecek dönem aynı adette malın üretimine yetmeyecektir. Yine, anlaşılacağı üzere parasal yanılsama sebebiyle üretici, satış sonrası elde edilen hâsılatla aslında para kazanmak yerine, gerçekte para kaybetmiş oldu.

 

 Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.

                           


105 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page